POLİMER EKLEMELİ ÜRETİMDE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Mak. Yük. Müh., Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi, Makine Mühendisliği – mevlutkayacan@isparta.edu.tr

  1. GİRİŞ
    Ergiyik Yığma Modelleme (FDM Fused Deposition Modeling, eritilmiş termoplastik ince tellerin (filamentlerin) katman katman biriktirilmesiyle üç boyutlu nesnelerin oluşturulduğu bir eklemeli üretim tekniğidir. 1989 yılında Scott Crump tarafından geliştirilmiş ve aynı yıl Stratasys şirketi tarafından patentlenmiştir [1]. FDM, düşük maliyeti, kolay kullanılabilirliği ve çeşitli malzeme seçenekleri (Polilaktik Asit – PLA Polylactic Acid, Akrilonitril Bütadien Stiren – ABS Acrylonitrile Butadiene Styrene, Polietilen Tereftalat Glikol Modifiye – PETG Polyethylene Terephthalate Glycol-modified gibi) ile hızla yaygınlaşmıştır. İlk olarak ilk örnek (prototipleme) amacıyla kullanılan bu teknoloji, 2000’li yıllarda mühendislik sınıfı malzemelerin eklenmesiyle, endüstriyel üretimde de kullanılmaya başlanmıştır. Günümüzde otomotiv, havacılık ve tıp gibi sektörlerde işlevsel parçalar, kalıplar ve hafif yapılar üretmek için yeğlenmektedir. FDM’nin basit tasarım süreci, enerji verimliliği ve malzeme geri dönüşümüne uygunluğu, onu sürdürülebilir üretim yöntemleri arasında önemli bir konuma taşımaktadır [2].
    FDM teknolojisi, geleneksel polimer parça üretimi üzerinde devrim niteliğinde değişiklikler yaratarak üretim süreçlerini kökten dönüştürmüştür. Geleneksel yöntemlerde, kalıplama ve talaşlı üretim gibi teknikler, yüksek maliyetler, uzun üretim süreleri ve malzemenin doğru kullanılmaması gibi olumsuzluklar taşırken, FDM bu sınırlamaları aşarak düşük maliyetli, hızlı ve esnek üretim çözümleri sunmuştur. FDM’nin kalıpsız üretim yeteneği, küçük ölçekli üretimlerde ve ilk örnek (prototip) geliştirmede, ekonomik üstünlük sağlarken, aynı zamanda özelleştirilmiş parçaların üretimini de kolaylaştırmıştır [3]. Tasarımdaki özgürlük sayesinde içi boş, hafifletilmiş ve karmaşık geometrileri olan parçalar üretilebilmekte, bu da hem malzeme hem de enerji tasarrufuna da katkıda bulunmaktadır. Ayrıca, FDM ile üretilen parçalar, üretim sonrası montaj ve birleştirme işlemlerine gerek duymadan doğrudan işlevsel olarak kullanılabilir. Geri dönüştürülebilir filamentler ve biyopolimerler gibi çevre dostu malzemelerin kullanımı, sürdürülebilirlik açısından büyük bir üstünlük sağlarken, üretim sırasında oluşan atık miktarının en düşük düzeyde tutulması da ekolojik etkileri azaltmaktadır. Bu özellikleriyle FDM, düşük hacimli üretimden seri üretime kadar geniş bir yelpazede, yenilikçi çözümler sunarak geleneksel polimer üretimine kıyasla daha sürdürülebilir ve maliyet etkin bir seçenek olmuştur [4]. Her yıl giderek daha geniş bir kullanım alanı sunan FDM eklemeli üretimin, parasal anlamda gelişim eğilimi, Şekil 1’de görülmektedir.
Şekil 1. FDM Eklemeli Üretim Finansal Hacminin Gelişimi
  1. SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
    Sürdürülebilirlik, karşılaşılan gereksinimlerin, gelecek nesillerin gereksinimlerini karşılama yeteneğini tehlikeye atmadan karşılanmasını sağlayan bir yaklaşımdır. Ekonomik, çevresel ve sosyal boyutları kapsayan bu kavram, doğal kaynakların verimli kullanılması, ekosistemlerin korunması ve toplumsal refahın artırılması üzerine odaklanır. Sürdürülebilirlik, enerji tasarrufu, geri dönüşüm, yenilenebilir kaynakların kullanımı ve atık yönetimi gibi uygulamalarla desteklenir. Günümüzde sürdürülebilirlik, iklim değişikliğiyle mücadele, biyolojik çeşitliliğin korunması ve döngüsel ekonomi gibi küresel hedefler doğrultusunda hayati bir rol oynamaktadır.
    Eklemeli üretim, sürdürülebilirlik açısından önemli bir teknoloji olarak öne çıkmaktadır. Çünkü gereksiz malzeme tüketimini en aza indirir, enerji verimliliği sağlar ve döngüsel ekonomiye katkıda bulunur. Geleneksel üretim yöntemlerinin aksine, eklemeli üretim yalnızca gerekli malzemeyi katman katman ekleyerek çalışır, böylece ham madde kullanımı en uygun duruma getirilerek atık oranı azaltılır. Ayrıca, hafif ve karmaşık geometrilere sahip parçaların üretimini olanaklı kılarak malzemenin idareli kullanımını sağlar ve enerji tüketimini düşürür. Eklemeli üretimin, yerinde üretim olanağı sunması, taşıma süreçlerini kısaltarak karbon ayak izini azaltır. Geri dönüştürülebilir ve biyobozunur malzemelerin kullanımı ile çevre dostu çözümler sunar ve sürdürülebilir üretim stratejilerinin hayata geçirilmesine katkıda bulunur. Bu özellikleriyle eklemeli üretim, çevresel etkileri en aza indirerek endüstrideki geleceğe yönelik sürdürülebilirlik hedeflerini destekler.
    FDM süreçlerinde enerji verimliliği, düşük sıcaklıkta çalışan termoplastik malzemelerin kullanımı ve idareli enerji kullanımlı ısıtma sistemleri ile sağlanmaktadır. Isıtma ünitelerinin en uygun duruma getirilmesi ve baskı kafalarının hızlı ısınabilen malzemelerden üretilmesi, enerji tüketimini en düşük düzeye indirir. Ayrıca, baskı süreçlerinde gerek duyulan enerjiyi azaltmak için akıllı yazılım algoritmaları ve hareket denetim sistemleri kullanılmaktadır. Bu yazılımlar, baskı kafasının ve platformun hareketlerini en uygun duruma getirerek, gereksiz enerji harcamalarını engeller. Buna ek olarak, baskı süreçlerinde geri dönüştürülebilir polimerlerin kullanımı, hem malzeme hem de enerji idareli kullanımını sağlar. Enerji tüketimini izleyen ve irdeleyen sensörler ile makina başarımı sürekli denetleyerek, daha verimli çalışması sağlanır.
  2. FDM İLE POLİMER ÜRETİMDE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
    Gelecekte FDM süreçlerinde enerji verimliliği daha ileri düzeylere taşınabilir. Yapay zekâ destekli baskı sistemleri, enerji tüketimini gerçek zamanlı olarak irdeleyerek süreçleri otomatik olarak en uygun konuma getirebilir. Gelişmiş soğutma sistemleri ve ısı geri kazanım teknolojileri, baskı sırasında oluşan ısıyı yeniden kullanarak, enerji kayıplarını azaltabilir. Ayrıca, yenilenebilir enerji kaynaklarıyla çalışan FDM makinaları, üretim süreçlerinin karbon ayak izini daha da düşürebilir. Daha verimli malzeme ısıtma ve soğutma teknikleri ile enerji gereksinimi en düşük düzeye çekilebilirken, biyobazlı polimerlerin geliştirilmesi, sürdürülebilir malzeme döngüsünü destekleyerek enerji kullanımını azaltabilir. Bu gelişmeler, gelecekte daha çevre dostu ve enerjinin idareli kullanımını sağlayan üretim sistemlerinin, oluşturulmasına olanak tanıyacaktır.
    Eklemeli üretim süreçlerinde atıkların azaltılması, malzeme kullanımının iyileştirilmesi ve yalnız gerek duyulan miktarın katman katman eklenmesiyle gerçekleştirilmektedir. Üretim sırasında oluşan artık malzemeler, yeniden kullanılarak veya geri dönüştürülerek sürdürülebilirlik hedeflerine katkı sağlar. Özellikle, geri dönüştürülebilir polimerlerin kullanımı ve atık malzemelerin parçalanarak yeniden işlenmesi, kaynakların döngüsel ekonomiye kazandırılmasını destekler. Katmanlı üretimde döngüsel ekonomi yaklaşımları, atıkların en düşük düzeye indirilmesi, malzeme yaşam döngüsünün uzatılması ve sürdürülebilir üretim sistemlerinin geliştirilmesi gibi stratejilerle, çevresel etkiyi azaltır ve verimli kaynak yönetimini özendirir.
    Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi (LCA Life Cycle Assessment), bir ürünün veya üretim sürecinin çevresel etkilerini hammadde sağlamaktan, atık yönetimine kadar tüm yaşam döngüsü boyunca değerlendiren kapsamlı bir çevresel etki irdelemesi yöntemidir. (LCA) yöntemleri, enerji tüketimi, su kullanımı, sera gazı salımları ve atık oluşumu gibi değişkenleri irdeleyerek sürdürülebilirlik açısından iyileştirme yöntem ve fırsatlarını belirler. Bu yöntemler, eklemeli üretim süreçlerinde malzeme seçimi, enerji kullanımı ve atık yönetimi açısından çevresel etkilerin en uygun duruma getirilmesine yardımcı olur [5].
    Karbon ayak izi hesaplamaları, üretim sürecinde atmosfere salınan sera gazlarının miktarını ölçerek, eklemeli üretimin iklim değişikliği üzerindeki etkisini değerlendirir ve azaltma stratejileri geliştirilmesini sağlar.
    Çevresel performans değerlendirmesi ise enerji verimliliği, atık yönetimi ve malzeme sürdürülebilirliği gibi ölçütler üzerinden yapılan irdelemelerle üretim süreçlerinin ekolojik etkilerini ölçer ve daha çevre dostu uygulamaların benimsenmesi için yol gösterir [6]. Bu analizler, eklemeli üretimin sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda iyileştirilmesine ve yeşil üretim stratejilerinin geliştirilmesine olanak tanır.
    Ekonomik ve sosyal boyutlar, eklemeli üretimin maliyet etkinliği, üretim süresinin kısaltılması ve toplumsal kalkınmaya katkıları açısından önemli üstünlükler sunar.
    Maliyet verimliliği ve üretim zamanının azaltılması, karmaşık ve özelleştirilmiş parçaların tek adımda üretilmesine olanak tanıyarak hem üretim süresini kısaltır hem de kalıp ve kalıplama gibi ek süreçlere duyulan gereksinimi ortadan kaldırır. Bu, küçük ölçekli üretimlerde düşük maliyetli çözümler sunarken, ilk örnek (prototipleme) süreçlerini hızlandırarak yenileşmeyi destekler. Eklemeli üretimin yerinde üretim olanağı sunmasıyla sağlanan yerel üretim ve lojistik tasarrufları, tedarik zincirlerini sadeleştirir, nakliye ve depolama maliyetlerini azaltır ve karbon ayak izini düşürür. Ayrıca, eklemeli üretimin sunduğu iş gücü ve eğitim olanakları, yeni nesil mühendisler ve teknisyenler için sayısal tasarım, modelleme ve üretim becerileri kazandırarak iş gücü piyasasında rekabet üstünlüğü sağlar. Bu teknoloji, yerel ekonomileri canlandırırken, sürdürülebilir kalkınmayı destekleyen yenilikçi çözümler üretme şans ve yeteneğini artırır.
    FDM teknolojisinde yeni malzemelerin geliştirilmesi, sürdürülebilirlik açısından önemli bir dönüm noktası oluşturmaktadır. Günümüzde biyobozunur ve geri dönüştürülebilir polimerlerin yanı sıra, daha güçlü ve hafif mühendislik malzemeleri üzerinde çalışmalar sürmektedir. Özellikle yeşil kimya ilkelerine uygun olarak geliştirilen biyopolimerler, petrol temel tabanlı plastikler için seçenek sunarak çevresel etkileri azaltmakta ve döngüsel ekonomi uygulamalarını desteklemektedir. PLA gibi biyobozunur malzemelerin yaygınlaşması, karbon ayak izinin düşürülmesine katkıda bulunurken, karbon fiber destekli kompozitler ve yeniden işlenebilir reçineler gibi ileri malzemeler ise başarımı ve dayanıklılığı artırmaktadır.
    Akıllı üretim teknolojileri ve IoT entegrasyonu ise üretim süreçlerinin enerji verimliliğini artırmak ve atık oranlarını düşürmek için büyük bir potansiyel taşımaktadır. IoT sensörleri ile donatılmış FDM makineleri, gerçek zamanlı veri irdelemesiyle anında hataları saptayarak üretim sürecini en uygun duruma getirirken, enerji tüketimini azaltmakta ve üretim güvenilirliğini artırmaktadır. Gelecekte, yapay zekâ destekli sistemler kullanılarak daha hızlı ve özelleştirilmiş üretim yapılması beklenirken, yenilenebilir enerji kaynaklarıyla bütünleşmiş üretim sistemleri de sürdürülebilirlik hedeflerine daha güçlü katkılar sunacaktır. Bu yenilikler, eklemeli üretimin çevre dostu ve enerji tasarruflu bir üretim yöntemi olarak endüstriyel ve bireysel kullanımını daha da yaygınlaştıracaktır.
    Ürün tasarımı ve hafiflik avantajları, eklemeli üretim teknolojilerinin sunduğu en önemli sürdürülebilirlik katkılarından biridir. Malzemelerin yapısal ve biçimsel özelliklerinin daha uygun duruma getirilmesi yoluyla, karmaşık geometrili yapılar, en az malzeme kullanılarak üretilebilmekte, bu da hem gereksiz malzeme tüketimini azaltmakta, hem de hafif ve enerji verimli ürünlerin tasarlanmasına olanak tanımaktadır. Hafif ürünler, özellikle otomotiv ve havacılık sektörlerinde yakıt tüketimini ve dolayısıyla karbon salımlarını önemli ölçüde düşürmektedir. Ayrıca, eklemeli üretimin sağladığı hassas mühendislik ve yüksek dayanıklı malzeme seçenekleriyle yapılan tasarımlarla, daha az bakım gerektiren, daha dayanıklı ve uzun ömürlü ürünler üretilebilir. Bu durum, atık oluşumunu azaltırken, enerji ve kaynakların idareli kullanımını da sağlar.
    Ürünlerin demonte edilebilirliği ve onarılabilirliği ise sürdürülebilirlik açısından önemli bir katkı sunar; çünkü modüler tasarım sayesinde parçalar kolayca değiştirilebilir veya onarılabilir. Böylece ürünlerin kullanım ömrü uzatılarak, yeniden üretim ve atık süreçleri en düşüğe indirgenir. Tüm bu özellikler, eklemeli üretimin sürdürülebilir bir üretim modeli oluşturmasına katkı sağlarken, döngüsel ekonomi ilkelerini destekleyerek, çevresel etkilerin azaltılmasına yardımcı olur. Topoloji iyileştirmeleri şekil 2’de görüldüğü gibi örneklendirilebilir.
Şekil 2. Topoloji İyileştirmesi İçin Örnek Tasarımlar
  1. FDM YÖNTEMİ İLE POTANSİYEL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK YAKLAŞIMLARI
    Polimer eklemeli üretimin kompozit üretiminde kullanımı, yüksek dayanıklılık ve hafiflik özellikleri ile öne çıkan malzemelerin kullanılabilmesiyle, tasarım özgürlüğü sağlayarak üretilmesine olanak tanır. Kompozit malzemeler, farklı malzemelerin bir araya getirilmesiyle oluşturulan ve mekanik başarımı artıran yapılar olarak açıklanır. Bu malzemeler, özellikle havacılık, otomotiv ve enerji sektörlerinde dayanıklılık ve hafiflik üstünlükleri sunar [7]. Polimer matrisli kompozitlerin eklemeli üretim yöntemleri, polimer temel tabanlı reçinelerin fiberlerle desteklenerek katman katman birleştirilmesiyle yapılır ve geleneksel kalıplama tekniklerine oranla, daha hızlı ve esnek üretim süreçleri sağlar. Kompozit yapıların hafiflik ve dayanıklılık özellikleri, enerji verimliliğini artırarak taşıtların yakıt tüketimini azaltır ve yapısal dayanımı artırarak uzun ömürlü ürünler sunar. Katmanlı üretimin sağladığı tasarım özgürlüğü, karmaşık ve özelleştirilmiş geometrilerin üretilmesini sağlayarak mühendislik uygulamalarında malzeme kullanımını daha uygun konuma getirir. Çok malzemeli (multi-material) üretim teknikleri, birden fazla malzemenin tek bir üretim sürecinde birleştirilmesini sağlayarak işlevsellik ve başarım açısından üstün sonuçlar elde edilmesine olanak tanır. Sürdürülebilir kompozit üretimi için malzeme ve enerji verimliliği, geri dönüştürülebilir polimerler ve düşük enerji tüketimli üretim teknikleriyle atık miktarını azaltır ve karbon ayak izini düşürür [8]. Bu yaklaşımlar, endüstriyel uygulamalarda dayanıklı ve çevre dostu çözümler sunarak sürdürülebilir üretim hedeflerini destekler ve gelecekteki döngüsel ekonomi modellerine katkıda bulunur.
    FDM yöntemi ile kabuk veya kalıp tipinde bir parça üretimi, polimer eklemeli üretimin tasarım esnekliği ile geleneksel kompozit üretim tekniklerini birleştirerek mekanik ve işlevsel açıdan üstün özellikler sunan ürünlerin elde edilmesini sağlar. Bu yöntem, önce FDM ile düşük yoğunluklu ve karmaşık geometrileri olan bir dış kabuk veya kalıp üretilmesiyle başlar. Üretilen bu kabuk, hafif ancak yapısal destek sağlayacak şekilde tasarlanır. Ardından içi veya etrafı lifli ya da toz takviyeli reçinelerle doldurularak veya kaplanarak kompozit malzemeye dönüştürülür [9]. Doldurma işlemi sırasında epoksi, poliüretan veya polyester temel tabanlı reçineler ve karbon, cam veya aramid gibi yüksek dayanıklılığı olan destek malzemeleri kullanılır.
    Bu teknik, özellikle havacılık, otomotiv ve savunma sanayinde yüksek dayanım ve hafiflik gerektiren uygulamalarda üstünlük sağlar. Mekanik olarak, destek malzemeleri kullanılarak çekme ve eğilme dayanımı artırılırken, FDM’nin sağladığı karmaşık tasarım yeteneğiyle içyapılar da en uygun biçime getirilebilir. İşlevsel olarak ürünler, titreşim sönümleyici, darbeye dayanıklı veya ısı yalıtımlı olarak tasarlanabilir. Ekonomik açıdan ise FDM ile kalıp üretimi hızlı ve düşük maliyetlidir; bu da özel tasarımlar ve küçük hacimli üretimler için maliyet etkin bir çözüm sunar [10]. Ayrıca, geleneksel kalıp üretim süreçlerinden farklı olarak atık miktarı çok azaltılır ve enerji verimliliği sağlanır. Bu yaklaşım, sürdürülebilir üretim anlayışını destekleyerek daha az malzeme ile daha dayanıklı ve uzun ömürlü ürünler üretilmesine olanak tanır. Şekil 3’de reçineler ile doldurulmuş örnek kafes yapılı tasarımlar verilmiştir.
    FDM yöntemiyle üretim süreçlerine eklenen yenilikçi bir uygulama, suda çözünen filamentler ve kafes yapılar kullanılarak karmaşık ve işlevsel parçaların oluşturulmasına olanak tanır. Bu yöntemde, önce FDM ile iç kısmı boş ve kafes yapılarla desteklenmiş bir parça tasarlanır ve suda çözünebilen bir filament (örneğin PVA Polyvinyl Alcohol veya BVOH Butenediol Vinyl Alcohol Co-polymer) kullanılarak üretilir. Ardından bu parçanın dışına, kapalı bir hacim oluşturacak şekilde ek duvarlar eklenir. Kapalı hacmin içine, kafes yapıların etrafını da saracak şekilde epoksi, poliüretan veya polyester temel tabanlı saf ya da lif veya toz destekli reçineler doldurulur. Reçinenin katılaşma süreci tamamlandıktan sonra, yapı suya yerleştirilir. Suya dokunduğunda, suda çözünebilen filamentler çözünerek kaybolur ve geriye yalnız reçine ile sertleşmiş, hafif ve dayanıklı bir parça kalır. Bu yöntemin endüstriyel kullanımı, havacılık, otomotiv ve medikal sektörlerinde karmaşık ve yüksek dayanımlı bileşenlerin üretiminde büyük üstünlük sağlar. Özellikle, iç destek yapıları çözülerek boşluklu ve hafif, aynı zamanda yüksek dayanımlı parçalar üretilmesi, ağırlık tasarrufu ve enerji verimliliği sağlanır. Olası üstünlükleri arasında, kalıpsız ve hızlı prototipleme olanağı, düşük üretim maliyeti ve özel tasarımlara uygun üretim yapabilme yeteneği bulunur. Ayrıca, iç desteklerin çözülmesiyle, parçanın içyapısına erişim sağlanabilir. Bu da içten dışa sertlik ve dayanıklılık denetimi yapılmasına olanak tanır. Sürdürülebilirlik açısından bu teknik, üretim sırasında malzemenin gereksiz kullanımını en aza indirir ve yeniden kullanılabilir malzemelerle döngüsel ekonomi ilkelerini destekler. Suda çözünebilen filamentler doğa dostu yapılarıyla çevresel etkileri azaltırken, düşük enerji tüketimiyle karbon ayak izini düşürür [11]. Böylece, FDM teknolojisinin bu yenilikçi uygulaması, endüstriyel üretimde sürdürülebilirlik ve başarım açısından ileriye dönük çözümler sunar.
Şekil 3. Kafes Yapıların Termoset Eklenmiş Ürünlerle Doldurulmasına İlişkin Örnekler
  1. SONUÇ
    Sonuç olarak, polimer eklemeli üretim ve özellikle FDM yöntemi, sürdürülebilir üretim anlayışı, tasarım esnekliği ve işlevsel çeşitlilik açısından önemli üstünlükler sunmaktadır. Bu teknoloji, malzemelerin en iyi değerlendirilmesi, enerji verimliliği ve atık azalımı gibi sürdürülebilirlik ölçütlerini destekleyerek çevre dostu üretim süreçleri geliştirilmesine katkıda bulunur. Kompozit üretiminde FDM’nin kullanımı, hafif, dayanıklı ve başarımı yüksek ürünlerin tasarlanmasını sağlarken, karmaşık geometrilerde hızlı ve ekonomik çözümler sunarak endüstriyel uygulamalarda geniş bir kullanım alanı oluşturur. FDM ile üretilen kabukların lifli veya toz destekli reçinelerle doldurulması, hem mekanik dayanıklılık hem de işlevsel başarımı artırırken, düşük maliyet ve enerji kaynaklarının idareli kullanımıyla, sürdürülebilirlik hedeflerine uygun üretim modelleri ortaya koyar. Gelecekte, yeni malzemeler, biyopolimerler ve akıllı üretim sistemleri gibi yeniliklerle desteklenen bu yöntemlerin, döngüsel ekonomi ve çevre dostu üretim süreçlerini daha da ileriye taşıması beklenmektedir. Böylece, eklemeli üretimin sürdürülebilir kalkınmanın temel taşlarından biri olarak endüstriye katkı sağlamayı sürdüreceği öngörülmektedir.

KAYNAKÇA
1. Dey, A., & Yodo, N. (2019). A systematic survey of FDM process parameter optimization and their influence on part characteristics. Journal of Manufacturing and Materials Processing, 3(3), 64.
2. Kristiawan, R. B., Imaduddin, F., Ariawan, D., & Ubaidillah, A. Z. (2021). A review on the fused deposition modeling (FDM) 3D printing: filament processing, materials, and printing parameters. Open Engineering, 11(1), 639–649.
3. Başcı, Ü. G., & Yamanoğlu, R. (2021). Yeni Nesil Üretim Teknolojisi: FDM ile Eklemeli İmalat. International Journal of 3D Printing Technologies and Digital Industry, 5(2), 339-352.
4. Zeren, M., Alp, N. Ç., & Özel, Ş. (2023). Eklemeli İmalatta Eriyik Yığma Modelleme (FDM) Yöntemi ile Otomotiv Parçalarının Prototipleme Çalışması. Kalıp Dünyası Dergisi.
5. Dey, A., & Yodo, N. (2019). A systematic survey of FDM process parameter optimization and their influence on part characteristics. Journal of Manufacturing and Materials Processing, 3(3), 64.
6. Kristiawan, R. B., Imaduddin, F., Ariawan, D., & Ubaidillah, A. Z. (2021). A review on the fused deposition modeling (FDM) 3D printing: filament processing, materials, and printing parameters. Open Engineering, 11(1), 639–649.
7. Eren, O., & Sezer, H. K. (2018). Kompozitlerin Eklemeli İmalatı: Üretim Metodolojisi, Baskı Teknikleri ve Kullanılabilir Malzemeler. International Journal of 3D Printing Technologies and Digital Industry, 2(3), 130-145.
8. Yalçın, B., & Ergene, B. (2017). Endüstride yeni eğilim olan 3-D eklemeli imalat yöntemi ve metalurjisi. Uluslararası Teknolojik Bilimler Dergisi, 9(3), 65-88.
9. Sezer, H. K., Eren, O., Börklü, H. R., & Özdemir, V. (2019). Karbon fiber takviyeli polimer kompozitlerin ergiyik biriktirme yöntemi ile eklemeli imalatı: Fiber oranı ve yazdırma parametrelerinin mekanik özelliklere etkisi. Gazi Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Dergisi, 34(2), 663–674.
10. Eren, O., & Sezer, H. K. (2019). Ergiyik biriktirme yöntemi ile karbon fiber takviyeli plastik kompozitlerin eklemeli imalatı: İşlem parametrelerinin çekme özelliklerine etkisi. International Journal of 3D Printing Technologies and Digital Industry, 3(1), 45–54.
11. Kayacan, M. Y., Akçay, A. Ç., Yılmaz, E., & Üzün, A. (2023). Eriyik Yığma Modelleme ile Üretilen Kafes Yapılı Parçaların Bağıl Mukavemetinin İncelenmesi. Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi, 6(3), 278-300.

ENERJİ PERFORMANS GÖSTERGELERİ VE DEĞERLENDİRMESİ

ISO 50001 EnYS standardının (aşağıda sadece standart denilecektir) bir kuruluşta oluşturulmasıyla çok sayıda yararlar sağlanır. Bunlardan bazıları aşağıda listelenmiştir [33]:• Standartta, enerji verimliliğinden elde edilen kazançların, uzun-vadeli gider tasarruflarına yol açan, zaman içinde sürdürülebilir olmasını sağlayan, sürekli iyileştirmeye odaklanılır.• Standart, yatırımlarla önemli getiriler sağlanarak, kuruluşları veriye dayalı analizle, gider açısından etkin enerji tasarruf projelerinin önceliklendirmesi […]

İŞ MAKİNALARI

ARAÇLARDA KAYMA ORANI

Araç tekerinin yola değdiği bölgede genellikle iki durum oluşur. Biri yapışma, diğeri ise Şekil 3’te gösterildiği gibi kaymadır. Esnek elemanlar tarafından taşınan kuvvetler kritik değeri aştığında, lastiğin bir kısmının altındaki gerilme statik sürtünme gerilmesini yener ve lastiğin bu kısmı kaymaya başlar.Şekil 3’te;Vp – çevresel tekerlek hızı,Vv – araç hızı,ΔV – yol üzerindeki lastik sonlu elemanın […]

İŞ MAKİNALARI

KAZICI YÜKLEYİCİ MAKİNALAR İÇİN KAZICI KEPÇE İLE ÇALIŞAN ÇENELER VE HİDROLİK BİR ÇENE TASARIMI

Tüm ataşmanlar Şekil 1 ve Şekil 2’de gösterildiği kadar değildir. Günümüzde insan gücü ile çok daha uzun sürelerde yapılan işler, bu ataşmanlar ile çok daha kısa sürede tamamlanabilmektedir. Hatta artık zaman olgusunun daha çok maliyet ve daha çok iş gücü anlamına geldiği özellikle iş makinaları sektöründe, artık genel kullanım amaçlı bir ataşmanın bile yapabileceği bir […]

Künye
Yerel Süreli Yayın
YAYIN TARİHİ
Kasım 2024
Cilt: 65 Sayı: 778
MMO ADINA SAHİBİ
Publisher
Yunus Yener
SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ
Executive Editor
Yunus Yener
YAYIN SEKRETERİ
Editorial Secretary
Ceren Yılmaz Aras
Yayın Kurulu
Editorial Board
S. Melih Şahin
Fuat Tiniş
Levent Çorbacıoğlu
C. SerdarSönmez
B. Oğuz Gürses
Serdar Uzgur
Aytekin Çakır
Dursun Çiçek
Hasan Kobakçı
Doğukan Karaca
İLAN ADRES
Advertising Representatives
yayin@mmo.org.tr
KAPAK VE SAYFA TASARIMI
Cover and Page Design
Muazzez Polat
TEKNİK SORUMLU
Technical Manager
Mehmet Aydın
YÖNETİM YERİ
Head Office
Meşrutiyet Cad. No: 19/6 Kızılay Ankara
Tel: +90 312 425 21 41
Fax: +90 312 417 86 21
E-posta: yayin@mmo.org.tr
Ağ: www.mmo.org.tr
BASKI YERİ
Printed by
Cem Web Ofset A.Ş.
Alınteri Blv. No. 29 Ostim - Ankara
Tel: +90 312 385 37 27
Basım Tarihi: 1 Kasım 2024
Baskı Sayısı: 15.000
TMMOB Makina Mühendisleri Odası yayın organı olan ve 1957 yılından itibaren yayımlanan (iki farklı isimle yayımlanmıştır.) Mühendis ve Makina dergisi, 2017 yılından itibaren Mühendis ve Makina Güncel ismiyle Makina Mühendisleri Odası üyelerine gönderilmektedir. Dergimizle ilgili detaylı bilgi almak için www.mmo.org.tr genel ağ adresinden yararlanabilirsiniz. Ayrıca telefon, faks veya e-posta yoluyla da bize ulaşabilirsiniz.
Bu web sitesi çerez kullanmaktadır
Sitemizin çalışması için gerekli olan çerezleri kullanıyoruz. Siteyi kullanmaya devam ederek bunları kabul etmiş olursunuz.
Bizi Takip Edin
MMO
TMMOB