PROSES GÜVENLİĞİ BİLEŞENLERİ-2

Makine Mühendisi, Risk Yönetim Derneği Yönetim Kurulu Üyesi – a.anar@anar.com.tr

  1. GİRİŞ
    Bu yazıda, proses güvenliği yönetim sisteminin temel yapı taşlarından olan ilk beş bileşeni tanıtmayı amaçlanmıştır. Bu bileşenlerin her biri, güvenli bir proses işletimi için vazgeçilmezdir. Herhangi birinin eksikliği sistem bütünlüğünü zayıflatabilir ve büyük kazalara zemin hazırlayabilir.
    Söz konusu bileşenler, yalnızca proses güvenliğine özgü olmayıp birçok yönetim sisteminde de karşımıza çıkan evrensel unsurlardır. Ancak proses güvenliği söz konusu olduğunda, bu bileşenlerin sahada etkin, disiplinli ve süreklilik içeren bir şekilde uygulanması kritik önem taşır.
    Unutulmamalıdır ki proses güvenliği, yalnızca ekipman güvenliği değil; insan davranışı, organizasyonel yapı, bilgi yönetimi ve iletişim gibi pek çok boyutu bir arada ele alan bütünsel bir yaklaşımdır. Bu nedenle, proseslerin güvenli yönetimi için teknik önlemlerin yanında kültürel, yönetsel ve yapısal bileşenlerin de güçlü olması gerekir.
  2. GÜVENLİK KÜLTÜRÜ VE LİDERLİK
    2.1 Güvenlik Kültürü
    En yalın tanımı ile kimse tarafından izlenilmediği durumda yapılan davranışlar, kültürünüzü veya güvenlik kültürünüzü göstermektedir. Bu davranışlar kuruma özel ise ve kurum dışında değişiklik gösteriyor ise, kurum içi davranış kalıbı veya kurum kültürü olarak tanımlanabilir.
    Kurum veya işletme, var olan güvenlik kültürü düzeyini belirlemelidir. Güvenlik kültürü beş seviyede ele alınmıştır.
  3. Patolojik
    a) İşimiz zaten tehlikeli
    b) Kaza yoksa sorun yok
  4. Reaktif
    a) İSG önemli ama kaza olunca daha çok reaksiyon
  5. Hesapçı
    a) İSG sistemi var çok denetim var
    b) İstatistiklere dayalı yürütme
  6. Proaktif
    a) Alınan dersler önemli, yeni fikirlere açık
    b) Çalışanlar güvenlik prosedürlerine sahip çıkıyor
  7. Üretken
    a) İSG‘ye verilen önem iş yapma biçimi
    Bu düzeyi anlamak için bazı sorular geliştirilebilir ve işletme kendine bu soruları sorabilir. Soruların yanıtları olabildiğince dürüst olarak yanıtlandığında, tesis kendi düzeyini görür ve buna göre kendini daha ileri taşımak için çaba gösterir.
  8. İşin planlanması (Yapım yöntemi + Risk Değerlendirmesi),
  9. Yeterlilik ve eğitim,
  10. İletişim,
  11. Yüklenici yönetimi,
  12. Çalışma ortamı,
  13. Güvenlik bölümü yapısı,
  14. Performansın izlenmesi, gelişim ve istatistik,
  15. Denetim ve gözden geçirme,
  16. Günlük olarak güvenlik kontrolleri,
  17. Tehlikeli durum/davranış raporlaması,
  18. Kaza raporlama ve kök neden analizi,
  19. Ödüllendirme ve özendirme (Teşvik).
    Güvenlik kültürünün var olması ve sürdürülmesi için aşağıdaki kültürel ögelerin de kurumda var olması gereklidir.
  20. Adalet Kültürü : İnsanların güvenlikle ilgili temel bilgileri sağlama konusunda cesaretlendirildiği, ancak aynı zamanda kabul edilebilir ve kabul edilemez davranışlar arasındaki çizginin nereye çekilmesi gerektiği konusunda net oldukları bir güven ortamı. Tesis, kurallarını tüm çalışanlara pozisyon farkı gözetmeden eşit olarak uygular. Kurallar birisi veya bir pozisyon için esnemez.
    Bilgilendirilmiş bir kültür, daha sonra adil kültüre dayanan bir raporlama kültürüne dayanır. Tüm çalışanlar, kökeni ve koşulları ne olursa olsun tüm hataları ve güvenli olmayan eylemleri cezalandırmanın kabul edilemez olduğunu, ancak kurumsal kazalara katkıda bulunabilecek veya katkıda bulunan tüm eylemlere yaptırımların adil bir çerçevede olduğu sürece gerekli olduğunu bilecektir. Dil bir kültür mühendisliğinin ön koşulu, kabul edilebilir ve kabul edilemez eylemler arasındaki çizgiyi çizmek için üzerinde görüş birliğine varılmış ilkeler bütünüdür.
  21. Raporlama Kültürü : Yöneticiler ve tüm operasyonel personel, kritik güvenlik bilgilerini ve gözlemlerini cezai işlem tehdidi olmaksızın özgürce paylaşır. Hatta bu konuda özendirilirler. Sorun, kuruluşun bir raporlama sistemine sahip olup olmadığı değildir; asıl olan hataların, ramak kala, tehlikelerin ve risklerin rapor edilip edilmediğidir. Bir raporlama kültürü, sırayla, kuruluşun suçlama ve cezayı nasıl ele aldığına bağlıdır. Suçlama, hataya verilen rutin cevapsa, raporlar gelmeyecektir.
  22. Bilgilendirme Kültürü : Sistemi yöneten ve işleten kişiler, bir bütün olarak sistemin güvenliğini belirleyen insani, teknik, organizasyonel ve çevresel etkenler hakkında güncel bilgiye sahiptir. Tesis tüm paydaşlarını zamanında bilgilendirir. Yönetim, insanların çalışma alanlarının doğasında bulunan tehlikeleri ve riskleri anladıkları bir kültürü özendirir. Personele güvenli bir şekilde çalışmaları için gerekli bilgi, beceri ve iş deneyimi sağlanır ve güvenliğe yönelik riskleri belirlemeleri ve bunların yönetmek için gereken bilgilere ulaşabilmeleri sağlanır. Bilgilendirilmiş bir kültür, güçlü bir raporlama kültürüne sahip olmaya dayanır.
  23. Öğrenen Kültür : Bir kuruluş, kendi güvenlik bilgi sisteminden doğru sonuçları çıkarmak için istek ve yeterliliğe ve büyük reformları uygulama iradesine sahip olmalıdır. Raporlar yalnızca bir kuruluş onlardan bir şeyler öğrenirse etkilidir. Öğrenme, hem reaktif hem de proaktif güvenlik değerlendirmelerinden meydana gelecektir ve uyum sağlama ve iyileştirme konusunda içsel bir organizasyonel isteklilikle desteklenir.
  24. Esnek Kültür : Bir kuruluşun yüksek tempolu operasyonlar veya belirli türden tehlikeler karşısında kendini yeniden yapılandırabilme yeteneğini yansıtan bir kültürdür. Bu tür bir kültürde, genellikle geleneksel hiyerarşik yapıdan daha yatay bir yönetim modeline geçilir. Karar alma süreçleri, kararın aciliyeti ve sürece dahil olan bireylerin uzmanlığına göre değişkenlik gösterebilir. Bu yönüyle esnek kültür, değişen koşullara hızlı uyum sağlayabilen bir güvenlik kültürü anlayışını temsil eder.
  25. Risk Algısı : Tüm kuruluş düzeylerindeki bireyler, risklerin ciddiyeti konusunda aynı algılara ve yargılara sahip olmalıdır. Çünkü bu algılar risk davranışını ve güvenlik konularıyla ilgili uygun kararları etkiler. Bir kuruluşta risklerin ciddiyetine ilişkin yanlış algılamaların, her düzeyde olduğu gözlenmektedir. Risk algısı veya insanların risklilik yargıları, riskin denetlenebilir ve denetlenemez olması gibi farklı tehlike özelliklerinden etkilenir. Risklerin yanlış yargılanması, güvenlik önlemleri ve olağan iş kazaları ile ilgili olarak riskli davranışlara ve uygun olmayan kararlara ve ayrıca büyük ölçekli kazalara neden olabilir.
  26. Sapmanın Normalleşmesi : Güvenlik kültürünü tehdit eden en önemli unsurlar olarak kabul edilebilir. Raporlama kültürünün de eksikliği anlamına gelebilir. İşletmede farklı herhangi bir şey varsa raporlanmalıdır. İncelenmesi gereken farklı görünen veya farklı ses çıkaran, fakat insanların dikkatlerini vermeyi bıraktığı şeyler varsa buna “sapmanın olağan hale gelmesi” denilmektedir. Düzeltilmesi gereken şeyleri “olağan” olarak kabul etmek ve düzeltilmeleri için hiçbir çabada bulunmamak bu anlama gelir.
    2.2 Liderlik
    Güvenlik kültürü ancak iyi bir liderlik ile inşa edilebilir ve sürdürülebilir. Bir kuruluşun çalışmalarının bütünlüğünün güvence altına alınması, kuruluşun tüm düzeylerinde görünür liderlik üstlenilmesini ve hesap verebilirliği gerektirir. Yönetim, bir proses güvenliği politikası oluşturmalı, perspektif sağlamalı, performans hedefleri belirlemeli ve bunlara ulaşmak için yapı ve kaynakları sağlamalıdır.
    Liderlik nasıl mümkün olabilir?
    • Lider güvenlik politikası belirlemeli ve benimsetmelidir.
    • Yönetim değil yönetişim tarzını benimsemelidir.
    • Hedefler koyup hedeflere ulaşmak için yönetim planları belirlemelidir.
    • Yeterli kaynakların sağlandığından emin olmalıdır.
    • Yasal düzenlemeler, standartlar, sektörel uygulamalar ve kurum gerekliliklerini iyi belirlemeli ve güncel olarak izlenmesini sağlamalıdır.
    • Yetkileri devretmeli ancak sorumluluğun sonuçta kendisinde olduğunu bilmelidir.
    Liderler;
    • Örnek ve rol model olmalıdırlar.
    • Güvenilir ortam sağlamalıdırlar.
    • Sorunları algılama ve çözmek için uygun sistemler kurmalıdırlar.
    • Olumlu davranışları fark etmeli ve özendirilmelidirler.
     Birden fazla şirket, grup ya da bölüm çalışmalarında eşgüdümün sağlandığından emin olmalıdırlar.
  27. YASAL ÇERÇEVE, STANDARTLAR ve SEKTÖREL UYGULAMA REHBERLERİ
    Yasal uyum, proses güvenliği, yönetim sisteminin temel taşıdır. Kuruluşların yürürlükteki ve uygulanması öngörülen yasal düzenlemeleri tanıması, anlaması ve etkin bir biçimde uygulaması gereklidir. Yönetimin rolü; ilgili tüm düzenlemelerin izlenmesini, gerekliliklerin sahada uygulanmasını ve bu yükümlülüklerin tüm paydaşlara eksiksiz biçimde iletilmesini sağlamaktır.
    Türkiye’de bu kapsamda “Büyük Endüstriyel Kazaların Önlenmesi ve Etkilerinin Azaltılması Hakkında Yönetmelik” temel yasal düzenleme olarak öne çıkar. Bu yönetmelik doğrultusunda oluşturulması gereken Güvenlik Yönetim Sistemi, proses güvenliğine bütüncül bir yaklaşım getirir. Uluslararası düzeyde ise OSHA Occupational Safety and Health Administration (İş Sağlığı ve Güvenliği İdaresi) tarafından yayınlanan Güvenlik Yönetim Sistemi (PSM Process Safety Management) ve Büyük Kaza Tehlikelerinin Kontrolü konusunda, Birleşik Krallık kurumu olan COMAH (Control of Major Accident Hazards) tarafından hazırlanan yönetmelik benzer yapılar sunar.
    Kuruluşların bu alanda dikkate alması gereken temel adımlar aşağıda özetlenmiştir:
    • Var olan ve gelecekte yürürlüğe girmesi olası, yasal düzenlemeler, lisanslar, izinler, standartlar, kodlar ve yerel otorite düzenlemeleri tanımlanmalı, belgelenmeli ve sürekli güncel tutulmalıdır.
    • Yasal düzenlemelerden veya sektörel standartlardan doğan işletme gereklilikleri, açık biçimde yazılı hale getirilerek belgeye dökülüp kayıt altına alınmalı ve ilgili tüm birimlere ve personele aktarılmalıdır.
    • Bu gerekliliklere uyum, düzenli aralıklarla izlenmeli ve uygunluk sistematik olarak doğrulanmalıdır.
    İşleri yapan, yürüten kuruluşlar, yasal gerekliliklerin yanı sıra, sektörde yaygın olarak kabul edilen, kimi zaman doğrudan gönderme yapılmamış olsa bile uygulamada kaynak olarak alınan standartları da dikkate almalıdır. Bu yaklaşım, özellikle yasal boşlukların veya belirsizliklerin olduğu durumlarda büyük önem taşır.
    İzlenmesi gereken başlıca standart kuruluşları:
    • TSE – Türk Standartları Enstitüsü
    • EN – Avrupa Standartları
    • ISO – Uluslararası Standardizasyon Organizasyonu
    • BS – İngiliz Standartları
    • CEI – İtalyan Elektroteknik Komitesi
    • JIS – Japon Endüstriyel Standartları,
    • GOST Rus (eski Sovyet) Standartları .
    • …
    Sektörel bilgi kaynaklarına örnekler:
    • IOGP – International Association of Oil and Gas Producers (Uluslararası Petrol ve Gaz Üreticileri Birliği),
    • EIGA – European Industrial Gases Association (Avrupa Endüstriyel Gaz Birliği),
    • AIGA – Asia Industrial Gases Association (Asya Endüstriyel Gaz Birliği),
    • EI – Energy Institute (Enerji Enstitüsü),
    • AmmoniaKnowHow – Amonyak endüstrisi için teknik bilgi ağı.
    • …
    Bunlara ek olarak, bilimsel yaklaşımlar da proses güvenliği çalışmalarında önemli bir referans çerçevesi sunar. Risk değerlendirmeleri, sonuç modellemeleri ve benzeri çalışmalar sırasında kullanılan kabullerin uygun kaynaklara dayandırılması ve koşullar değiştikçe bu çalışmaların güncellenmesi esastır. Doğru belgelenmeyen ve güncel olmayan analizler, karar süreçlerini olumsuz yönde etkileyebilir.
  28. PROSES GÜVENLİĞİ YETKİNLİĞİ
    Proses güvenliğinin etkin yönetimi, yalnızca prosedürlere değil, bu prosedürleri uygulayacak kişilerin bilgi, beceri ve yetkinlik düzeyine de doğrudan bağlıdır. Operasyonların güvenli yürütülmesi, görev başındaki personelin teknik ve organizasyonel yetkinliklerine dayanır. Bu nedenle yönetim, mevcut ve yeni çalışanların proses güvenliği açısından gerekli yetkinliklere sahip olmasını güvence altına almalıdır.
    Bu kapsamda kuruluşlar aşağıdaki uygulamaları hayata geçirmelidir:
  29. Tüm görevler için gerekli proses güvenliği yetkinlikleri tanımlanmalı ve belgelendirilmelidir.
  30. Personel seçimi, değerlendirmesi ve yerleştirilmesi; tanımlanan rol gerekliliklerine uygunluk esas alınarak yürütülmelidir.
  31. Kritik çalışmalara dair bireysel ve genel bilgi birikimi korunmalı, personel değişikliklerinde bu aktarım dikkatle yönetilmelidir.
  32. Görev tanımları, insanın fiziksel ve zihinsel sınırları ile örgütsel etkenler dikkate alınarak oluşturulmalıdır.
  33. Yeni oluşturulan veya yeniden tanımlanmış bir konuma atanan personel, uygun bir eğitim ile uyum sağlama ve rehberlik sürecinden geçirilmelidir.
  34. Proses güvenliğiyle ilgili sorumluluk taşıyan tüm pozisyonlar için sürekli mesleki gelişim planları oluşturulmalı ve yürütülmelidir.
  35. Proses güvenliği açısından kritik kabul edilen pozisyonların organizasyon içindeki yeri ve sürekliliği, belirli aralıklarla gözden geçirilmelidir.
  36. Çalışanların yetkinlik düzeyi, görev tanımlarına uygunluk açısından düzenli olarak değerlendirilmelidir.
  37. Eğitim gereksinimleri, sistematik bir yöntemle belirlenmeli ve güncellenmelidir.
  38. Her çalışanın rolüne uygun olarak, proses güvenliği sorumluluklarını anlayıp uygulayabilmesi için yapılandırılmış eğitim ve gelişim programları yürürlüğe konulmalıdır.
  39. Bu programların etkinliği değerlendirilerek, sürekli iyileştirme fırsatları irdelenmelidir.
  40. Eğitim uygulamaları; kuramsal eğitim, uygulamalı çalışmalar, koçluk ve rehberlik çalışmalarının dengeli bir birleşimi olmalıdır.
    Yetkinlik; yalnızca başlangıç aşamasında değil, tüm çalışma süreci boyunca geliştirilmesi gereken, dinamik bir alandır. Bu yaklaşım, proses güvenliğinde bireysel sorumluluğun, kurumsal güvenlikle bütünleşmesini sağlar.
  41. ÇALIŞANIN KATILIMI
    Yüksek düzeyde proses güvenliği başarımına ulaşmak, yalnızca teknik önlemlerle değil, tüm çalışanların etkin katılımıyla gerçekleştirilebilir. Tehlikelerin tanımlanması, risklerin yönetimi ve güvenli davranışların yerleşmesi, çalışanların sürece katılımıyla güçlenir. Bu nedenle yönetim; tüm iş gücünü sürece katacak, yetkilendirecek ve bu katılımı sistematik biçimde destekleyecek işleyiş biçimi oluşturmalıdır.
    Kuruluş, çalışan katılımını nasıl sağladığını, bu katılımı nasıl belgelediğini ve gerekli durumlarda çalışana nasıl geri bildirim verdiğini açık şekilde tanımlamalı ve bunu belgelendirmelidir. Katılım süreci, yazılı bir plan çerçevesinde yapılandırılmalı ve sürdürülebilir olmalıdır.
    Türkiye’de çalışan katılımı önce OHSAS 18001 (şimdilerde ISO 45001) standardı ile gündeme gelmiş; ardından 4857 Sayılı İş Kanunu ile hukuki bir çerçeveye kavuşmuştur. Ancak bu alandaki uygulamaların etkinliği hâlâ tartışma konusudur. Proses güvenliği yönetimi ile birlikte çalışanların yanı sıra paydaşların katılımı da önemli bir başlık olarak öne çıkmıştır. Bu konu ilerleyen bölümlerde ayrıca ele alınacaktır.
    Aşağıdaki uygulamalar, çalışan katılımının artırılmasına yönelik temel işleyiş biçimleri arasında yer almaktadır:
  42. Çalışanlara açık sorumluluklar verilmesi,
  43. Önerilerin alınması için yapılandırılmış geri bildirim sistemi kurulması,
  44. Komite ve kurul toplantılarına katılımın özendirilmesi ve alınan kararların çalışanlara zamanında bildirilmesi,
  45. Güvenlik hedeflerinin belirlenmesinde çalışan katkısının sağlanması,
  46. Risk değerlendirmelerine etkin katılımın desteklenmesi,
  47. Güvenli çalışma yöntemlerinin belirlenmesinde çalışan görüşlerine başvurulması,
  48. İç denetim çalışması yapılırken, çalışanların bu çalışmada yer alması,
  49. Olayların araştırmaları ve kök neden analizi yapılırken, bu çalışmalara mutlaka çalışanların katılımının sağlanması,
  50. Düzeltici ve önleyici eylemlere yönelik, çalışan katkılarının alınması.
    Ayrıca, çalışan eğitimleri yalnızca bilgi aktarımı değil; çift yönlü, etkileşimli bir öğrenme ortamı olarak değerlendirilmelidir. Bu ortamlar, katılımın artırılması ve eğitimin etkinleştirilmesi için fırsat alanları sunar.
    Raporlama kültürü, çalışan katılımının hem bir sonucu hem de göstergesidir. Proaktif raporlama alışkanlığı, olgun bir güvenlik kültürünün ve katılımcı bir organizasyon yapısının habercisidir. Buna ek olarak, çalışan davranışlarının izlenmesi, iyi uygulamalara değer verildiğinin açıkça gösterilmesi ve ödüllendirme sistemleri de katılımı olumlu yönde etkileyerek güvenlik kültürünü ve liderliği destekler.
  51. PAYDAŞLARIN BİLGİLENDİRİLMESİ ve KATILIMI
    Bir kuruluşun güvenilirliğini sürdürebilmesi, yalnızca iç süreçlerindeki güvenlik performansına değil; aynı zamanda etkileşimde bulunduğu tüm paydaşların bilgiye erişimine ve sürece katılımına da bağlıdır. Bu nedenle proses güvenliği kapsamında, hem iç hem dış paydaşlarla etkili ve sürdürülebilir iletişim kanalları kurmak kritik önem taşır.
    Yönetim; büyük tehlikelerle ilgili olarak kilit paydaş gruplarını tanımlamalı, bu gruplarla sağlıklı bir iletişim yapısı oluşturmalı ve karşılıklı güvene dayalı bir iş birliği kültürü geliştirmelidir. Paydaşların görüşleri, endişeleri ve istekleri dikkate alınmalı ve bu geri bildirimler, karar alma süreçleriyle bütünleştirilmelidir.
    6.1 Paydaşlar Kimlerdir?
    • Dış paydaşlar: Endüstriyel komşular, yerel halk, müşteriler, kamu otoriteleri, yerel yönetimler, çevresel koruma örgütleri ve medya gibi kuruluş dışı aktörlerdir.
    • İç paydaşlar: İşletme yönetimi, mühendislik ve işletme ekipleri, bakım ve inşaat grupları, işçi temsilcileri (sendika veya çalışan komiteleri) gibi doğrudan süreçlerin içinde yer alan gruplardır.
    Paydaş, bir tesisin yaşam döngüsü boyunca çalışmalarından doğrudan ya da dolaylı, olumlu ya da olumsuz etkilenen her kişi, topluluk ve hatta doğal varlıktır. Bu nedenle, yalnızca insanları değil; ekosistemi, doğal kaynakları ve yerel yaşam alanlarını da içeren daha geniş bir paydaş tanımı yapılmalıdır.
    6.2 Bilgilendirme ve Katılım Sürecinde Temel İlkeler
  52. Tanımlı bir iletişim sistemi oluşturulmalı ve bu sistem acil durum iletişimini de kapsayacak şekilde, tüm paydaş ilişkilerini desteklemelidir.
  53. Danışma ve iletişim süreci, paydaşın ilgisi ve etkilenme düzeyiyle orantılı olmalı; süreç yazılı şekilde planlanmalı ve uygulanmalıdır.
  54. Güvenlik performansı ve sürekli iyileştirme çabaları hakkında şeffaf bilgi paylaşımı yapılmalıdır.
  55. Paydaş iletişim programları, yönetim tarafından düzenli olarak gözden geçirilmeli ve geliştirilmeye açık yönleri değerlendirilmelidir.
  56. Tesisin yapısı, üretim süreçleri, kullanılan kimyasallar ve bunlara bağlı riskler hakkında açık bilgi verilmelidir.
  57. İşler ters gittiğinde uygulanacak acil durum planları, paydaşlarla önceden paylaşılmalı ve gerektiğinde onların da bu sürece hazırlanması sağlanmalıdır.
  58. Kuruluş, proses güvenliğiyle ilgili bilgileri gerekirse ek açıklamalarla desteklemeli ve paydaşlara verilen sözler eksiksiz biçimde yerine getirilmelidir.
    6.3 Katılımın Derinleştirilmesi İçin Ek Yaklaşımlar
    Katılımın derinleştirilmesi için aşağıda sıralananlar önemlidir.
    • Üstlenilen işlerin izlenmesi ve paydaşlardan geri bildirim alınması,
    • Paydaş endişelerinin, yönetimle doğrudan paylaşılabileceği bir sistem kurulması,
    • Bilgilendirme belgelerinin erişilebilir kılınması.
    Bazen bir kimyasal sızıntının sonuçları, 5–10 kilometre uzaklıktaki bir köyü etkileyebilecek düzeyde olabilir. Böyle bir durumda bu köy, otomatik olarak tesisin etki alanı içindeki bir paydaş haline gelir. Aynı şekilde, tesisin hammadde sağladığı doğal bir alan, çevresindeki canlılar ve o eko-sisteme bağlı topluluklar da, dolaylı paydaş olarak değerlendirilmelidir.
    Paydaşlara Örnekler (Sınırlı olmamak üzere):
    • Şirket hissedarları (büyük veya küçük)
    • Üst yönetim
    • Çalışanlar
    • Müşteriler
    • Tedarikçiler ve alt yükleniciler
    • Danışmanlar
    • Yerel topluluklar ve belediyeler
    • Komşu tesisler
  59. SONUÇ
    Proses güvenliği, yalnızca teknik kontrollerin ötesine geçen; organizasyonel yapı, insan faktörleri, kültürel değerler ve paydaş ilişkilerini bir bütün olarak ele alan kapsamlı bir yönetim sistemidir. Bu yazıda, sistemin temel yapı taşlarından olan ilk beş bileşeni — güvenlik kültürü ve liderlik, yasal gerekliliklere uyum, proses güvenliği yetkinliği, çalışanın katılımı ve paydaşların bilgilendirilmesi — ele alınmıştır.
    Bu bileşenlerin her biri, sahadaki güvenliğin sürdürülebilirliği açısından, hayati önem taşımaktadır. Güvenli bir proses işletimi için bu unsurların yalnızca tanımlanması değil, aynı zamanda kurumsal kültürle bütünleştirilmesi ve etkin biçimde uygulanması gerekir.
    Bir sonraki sayıda, proses güvenliği yönetim sisteminin bilgi temellerini oluşturan Proses Güvenliği Bilgisi (Process Safety Information – PSI) ve Proses Tehlike Analizi (Process Hazard Analysis – PHA) bileşenlerini detaylı olarak ele alacağız. Bu iki başlık, risklerin doğru değerlendirilmesi ve yönetimsel kararların teknik veriye dayalı alınabilmesi açısından sistemin omurgasını oluşturmaktadır.

Avrasya Ambalaj Fuarı Ekimde İstanbul’da Yapılacak

Yaşamımızdaki her ürüne hayat veren ambalaj ürünlerinin yanı sıra, gıda işleme ile ambalaj makineleri ve ekipmanlarına yönelik çözümlerin bir arada sergilendiği Avrasya Ambalaj İstanbul Fuarı, 22-25 Ekim 2025 tarihlerinde Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde yapılacak. Ziyaretçilerinin yoğun ilgisiyle her yıl büyüyen, gıda ve gıda dışı tüm endüstrilerin çözüm arayışları ve yatırımları için bölgesinin en çok […]

ISK-SODEX’ten Ortadoğu ve Türkiye Pazarına İki Stratejik Hamle

Deutsche Messe AG’nin Türkiye ofisi Hannover Messe Sodeks Fuarcılık, Isıtma Soğutma Klima Araştırma ve Eğitim Vakfı (ISKAV) Isıtma Cihazları Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (DOSİDER), İklimlendirme Soğutma Klima İmalatçıları Derneği (İSKİD), Türk Tesisat Mühendisleri Derneği (TTMD), Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği (İZODER), Ege Soğutma Sanayicileri İş Adamları Derneği (ESSİAD), Soğutma Sanayi İş İnsanları […]

Künye
Yerel Süreli Yayın
YAYIN TARİHİ
Kasım 2024
Cilt: 65 Sayı: 778
MMO ADINA SAHİBİ
Publisher
Yunus Yener
SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ
Executive Editor
Yunus Yener
YAYIN SEKRETERİ
Editorial Secretary
Ceren Yılmaz Aras
Yayın Kurulu
Editorial Board
S. Melih Şahin
Fuat Tiniş
Levent Çorbacıoğlu
C. SerdarSönmez
B. Oğuz Gürses
Serdar Uzgur
Aytekin Çakır
Dursun Çiçek
Hasan Kobakçı
Doğukan Karaca
İLAN ADRES
Advertising Representatives
yayin@mmo.org.tr
KAPAK VE SAYFA TASARIMI
Cover and Page Design
Muazzez Polat
TEKNİK SORUMLU
Technical Manager
Mehmet Aydın
YÖNETİM YERİ
Head Office
Meşrutiyet Cad. No: 19/6 Kızılay Ankara
Tel: +90 312 425 21 41
Fax: +90 312 417 86 21
E-posta: yayin@mmo.org.tr
Ağ: www.mmo.org.tr
BASKI YERİ
Printed by
Cem Web Ofset A.Ş.
Alınteri Blv. No. 29 Ostim - Ankara
Tel: +90 312 385 37 27
Basım Tarihi: 1 Kasım 2024
Baskı Sayısı: 15.000
TMMOB Makina Mühendisleri Odası yayın organı olan ve 1957 yılından itibaren yayımlanan (iki farklı isimle yayımlanmıştır.) Mühendis ve Makina dergisi, 2017 yılından itibaren Mühendis ve Makina Güncel ismiyle Makina Mühendisleri Odası üyelerine gönderilmektedir. Dergimizle ilgili detaylı bilgi almak için www.mmo.org.tr genel ağ adresinden yararlanabilirsiniz. Ayrıca telefon, faks veya e-posta yoluyla da bize ulaşabilirsiniz.
Bu web sitesi çerez kullanmaktadır
Sitemizin çalışması için gerekli olan çerezleri kullanıyoruz. Siteyi kullanmaya devam ederek bunları kabul etmiş olursunuz.
Bizi Takip Edin
MMO
TMMOB