
1. GİRİŞ
Tesisat yalıtımının uygulanması gereken en önemli alanlardan biri çeşitli alanlarda üretim yapılan, yüksek enerji gereksinimleri olan endüstriyel yapılardır. Bu yapıların sürdürülebilir ve uzun ömürlü olmaları için enerjiyi etkin ve verimli kullanmaları esastır. Endüstri yapılarında, yeni teknolojilere bağlı olarak artan enerji gereksinimi ve enerji bedellerinin her geçen gün yükselmesi, işletme ve üretim maliyetlerini doğrudan etkilemektedir.
Ülkemizin 2022 yılı enerji istatistiklerine baktığımızda, enerji gereksiniminin öz kaynaklardan karşılanma oranı %32,2; enerjide dışa bağımlılık oranı ise %67,8’dir. Yine 2022 verilerine göre sektörel son enerji tüketimlerinde en yüksek pay %32,7’lik oranla bina ve %31,7’lik oranla endüstri sektörlerindedir [1].
Endüstri yapılarında enerji verimliliği ele alınırken, üretim tesisleri ve idari binaların tamamı bir arada değerlendirilmedir. Tesislerde üretim sırasında enerjinin etkin kullanılması hedeflenirken, idari binalarda da gerekli tüm ısı, su, ses ve yangın güvenliği yalıtımları yapılarak, enerji verimli, ısıl konfor ve iç hava kalitesi artırılmış, sağlıklı yapılar oluşturulmalıdır. Tüm bu değişken ölçütleri, yapıdaki elemanlara bağlı ayrıntılara ve yapılacak işlemlere uygun projelendirilmiş, yalıtım çözümleri ile sağlanabilir
2.TESİSAT ISI YALITIMI
Endüstriyel tesislerde ısıl enerji, tesisattaki yalıtım malzemeleriyle kaplanan borulardaki ısı taşıyıcı akışkanlar yoluyla taşınır. Tesisat ısı yalıtımı; herhangi bir endüstriyel işlemde akışkanın taşınması sırasında oluşabilecek ısı kayıpları veya istenmeyen ısı kazançlarının azaltılmasının en etkin yoludur. Ayrıca tesisatın korunarak ömrünün uzatılmasını, soğutma sistemlerinde yoğuşma oluşumunun önlenmesini, ısıtma sistemlerinde ise enerji verimliliğinin yanı sıra, işçi sağlığı ve iş güvenliğini sağlar.
Tesisat yalıtımı; içinden akışkan geçen borulara, vanalara, havalandırma amaçlı kullanılan kanallara, radyatörlere, kazan dairelerindeki boru ve donanımlara, hidroforlara, soğutma ünitelerine, kombilere, ısı değiştirgeci (eşanjör), boyler gibi birçok aygıtın sıcak veya soğuk yalıtımında, tesisat çevresinde çalışacak personelin zarar görmesini engellemek için personel koruma amaçlı yalıtım olarak, bazı donanımların gürültü veya titreşim yalıtımında veya yangına karşı yalıtım olarak uygulanabilir.
Boruların ve havalandırma kanallarının içinde taşınan akışkanın ve havanın, dış ortam koşul ve sıcaklıklarından etkilenmeden ısı kazanımını ya da ısı kaybını engelleyebilmek ve sistemin sağlıklı olarak çalışmasını sürdürmesini sağlamak adına yapılan işlemlere de tesisatta ısı yalıtımı denir. Tesisat yalıtımında ortam ve akışkan sıcaklıkları arasındaki farkların, binalara oranla çok daha yüksek olması, yalıtımlı tesisatın enerji verimliliğinin de çok daha fazla olmasını sağlamaktadır. Böylece yüksek enerji verimliliği sağlanan tesislerdeki yalıtım uygulamalarının, geri ödeme süreleri de oldukça kısa olmaktadır [4].
3. TESİSAT SES, TİTREŞİM VE YANGIN YALITIMLARI
Tesislerde ısı yalıtımın yanı sıra önemli konulardan birisi de ses ve titreşime karşı yapılacak yalıtımlar ile yangın yalıtımlarıdır.
Sistemdeki aygıtların çalışması sırasında kanal veya borulardan geçen akışkanın boru veya kanal yüzeyine çarpmasıyla oluşan ses ve titreşimlerin; işletmede çalışanların veya çevredekilerin gürültüden rahatsız olmaması ve sistemin veya sistemdeki boru ve donanımların titreşimden dolayı zarar görmemesi için en aza indirilmesi amacıyla ses veya titreşim yalıtımı yapılmalıdır. Yine ses köprülerinin engellenmesi için kazan, pompa, soğutma grubu, hidrofor, aspiratör gibi cihazların giriş-çıkışlarında, brülör üzerinde veya oturdukları yüzey bağlantılarında ses veya titreşim yalıtım uygulamaları gerçekleştirilmelidir.
Ülkemizdeki deprem riskini düşünerek, binalara, mekanik tesisatı da koruyacak sismik sınırlayıcı bağlantı elemanları, kauçuk titreşim alıcı ayaklar gibi elemanlar yardımıyla sismik koruma sağlanmalıdır.
Tesisat yalıtımında yangın güvenliği açısından en önemli noktalardan ikisi, tesisatın yangın etkilerinden korunmasının ve yangın sırasında alev ve dumanın olabildiğince küçük bir hacme hapsedilerek yayılmasının durdurulmasıdır. Yaşam alanlarımızda bulunan tesisat üzerindeki donanımlar, tesisat boruları, havalandırma kanalları, elektrik kabloları ve tesisat şaftlarının yangının ilerlemesinde kolaylaştırıcı ve hızlandırıcı etkisi bilindiğinden buralarda yangının ilerlemesini engellemek için yangın yalıtımı önlemleri alınmalıdır.
Yalıtım uygulamaları ve alınacak önlemler; tesisat malzemesinin yanıcılık özelliğine, akışkana, tesisatın geçtiği yatay veya düşey yapı elemanının kalınlığına ve yapısına bağlı olarak farklılık göstermektedir. Seçilecek yalıtım malzemeleri yüksek sıcaklıklara dayanıklı ve yangın standardına göre A1 veya A2 sınıfı malzemelerden olmalıdır. Bu sınıflandırmada yer alan mineral yünler grubu (kaplamasız ya da yangına tepki sınıfını düşürmeyen kaplamalar ile kaplı tipleri) yalıtım malzemeleri ülkemizde sıklıkla yeğlenen ürünlerdendir. 250 °C’ye kadar sıcaklıkların yalıtımında cam yünü; 750 °C’ye (özel tipleri 1.000 °C) kadar sıcaklıkların yalıtımında ise taş yünü kullanılır.
Yangın bölmelerindeki duvar veya döşemeyi delip geçen tesisatlar için de özel önlemler alınmalı ve yangın güvenliğini etkileyebilecek açıklıklarda yangın durdurucu malzemeler kullanılmalıdır. [2], [3], [4]
4. MALZEME SEÇİM ÖLÇÜTLERİ
Bir tesiste yalıtımda kullanmak üzere hangi ürünün seçileceği, doğru ürün seçildikten sonra onun uygulanma yöntem ve ayrıntıları, uygulamanın ısı köprüleri oluşturmayacak şekilde yapıldığından emin olunması, yalıtımdan alınacak verimin artmasını sağlayacaktır.
Tesisatta ısı kayıp ve kazançları, yüzeyin büyüklüğüne, yalıtılacak olan yüzey ile ortam sıcaklıkları arasındaki farka ve ısı yalıtım malzemesinin özelliklerine bağlıdır. Bu yüzden kullanılacak olan yalıtım malzemesi seçilirken, malzemenin özelliklerini ve nerelerde kullanılabileceğini çok iyi bilmek gerekir. Yalıtım malzemesi seçiminde akışkanın sıcaklığı ve ortam sıcaklığı, belirleyici bir özelliktir. Ülkemizde yaygın olarak sıcak hatlarda cam yünü veya taş yünü, soğuk hatlarda ise elastomerik kauçuk köpüğü ürünler kullanılmaktadır.
Yalıtım malzemesinde kullanım sıcaklığı verisinin yanı sıra yalıtım malzemesinin ısıl iletkenlik katsayısı (l) değerleri de bilinmeli, hesaplamalarda bu veriler esas alınmalıdır.
Soğutma sistemlerinde yoğuşma oluşumunu önlemek için yapılacak yalıtımlarda, su buharı yayılım direnç katsayısı (m) yüksek olan kauçuk köpüğü gibi ürünler seçilmeli ya da cam yünü ve taş yünü kullanılacak ise, yalıtım mutlaka m değeri yüksek olan alüminyum folyo, galvaniz/paslanmaz sac benzeri kaplamalar ile korunmalıdır.
Kullanılacak yalıtım malzemelerinin, yangına karşı tepki sınıfları, korozif madde içeriği, uygulama kolaylığı ve en uygun maliyette olması, malzeme seçiminde rol oynayan unsurlardır. [2], [3], [4]
5. GÜNCEL GELİŞMELER
Avrupa’nın 2050 yılına kadar dünyanın ilk iklim-nötr kıtasına dönüştürülmesi hedefiyle, 11 Aralık 2019 tarihinde Avrupa Komisyonu tarafından Avrupa Yeşil Mutabakatı (AYM) açıklanmıştır. Avrupa Yeşil Mutabakatı hedeflerine ulaşmak için 14 Temmuz 2021 tarihinde sunulan “Fit for 55” ise Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması da (SKDM) olmak üzere, Avrupa Birliği Emisyon Ticaret Sisteminin yeni alanlara yayılması, yenilenebilir enerji kullanımının özendirilmesi, AYM hedefleriyle uyumlu vergi sistemi gibi pek çok yasal düzenleme içeren bir paket taslağıdır. Teklifte yer alan SKDM ile Avrupa’nın rekabetçiliğinin korunabilmesi ve üretimin emisyon azaltım hedefinin, karbon kaçağının AB’den az olan ülkelere kaymasının önlenmesi hedeflenmektedir. Düzenlemeye göre SKDM için 2023-2025 yılları bir geçiş dönemi olacak ve bu aşama demir-çelik, çimento, gübre, alüminyum ve elektrik sektörlerini kapsayacaktır. AB kökenli dış alımcıların herhangi bir ödeme yapmayacakları geçiş döneminde, dış alımcıların yalnızca dış alım yaptığı ürünlerde bulunan emisyonları bildirmeleri gerekecektir. Geçiş dönemi sonrasında ise, SKDM 2026 yılında yürürlüğe girecek ve AB dış alımcılarının, ulusal makamlara kayıt yaptırarak ürünlerde bulunan emisyonlara karşılık gelen sertifikalar satın almaları gerekecektir. Sertifikaların maliyeti, haftalık Emisyon Ticareti Sistemi fiyatlarına dayalı olarak, €/ton CO2 için hesaplanacaktır. Sistemin yeni sektörlere genişletilip genişletilmeyeceği konusu da, komisyon tarafından değerlendirecektir. [5], [6]
6. SONUÇ
Özetle, Avrupa Yeşil Mutabakatı (AYM), uluslararası ticaret alanında rekabetçi olmak isteyen tüm endüstriyel tesislerinde, üretimde enerji verimliliği projelerini hayata geçirmeye ve karbon ayak izlerini azaltmaya itmektedir. Dolayısıyla endüstriyel tesislerde yapılacak olan tesisat yalıtımı uygulamaları, sağladıkları enerji verimliliği ve sera gazı salımlarındaki azalma ile sürdürülebilirlik anlamında öne çıkacaktır. Hayata geçirilecek olan tesisat yalıtımı uygulamaları ayrıca, üretim maliyetlerindeki enerji yükünün azaltılmasına ve uluslararası pazarlarda fiyat üstünlüğü sağlayacak, rekabetçi çözümler oluşturarak mali sürdürülebilirliğe de katkı sağlayacaktır.
Yalıtım uygulamaları ile düşük karbonlu ve enerji verimli üretime geçildiğinde, coğrafi yakınlık üstünlüğümüz ile ülkemizin AB ülkelerine olan dış satımının artması da sağlanacaktır. Yalıtım bu yönüyle bakıldığında makro düzeyde ülke ekonomisinin geliştirilmesi için daha da vazgeçilmez bir öğe haline gelmiştir.
KAYNAKÇA
1. Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı, Türkiye Enerji Dengesi Raporu,2022
2. Prof. Dr. T. Hikmet KARAKOÇ, Uygulamalı Örnekli Isı Yalıtım Kitabı, ODE Yalıtım yayınları,2021
3. B. BÖKE DİZ, Mekanik Tesisat Yalıtımında Karşılaşılan Sorunlar ve Çözüm Önerileri Bildirisi, Ulusal Tesisat Mühendisliği Kongresi, 2019
4. İZODER Bina ve Tesisatta Isı Yalıtım Genel Teknik Şartnamesi
5. Avrupa Yeşil Mutabakatı, T.C. Ticaret Bakanlığı web sitesi
6. Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı Enerji Verimliliği Eğitim Kitabı, 2023