AR-GE MERKEZLERİNDE SÜRDÜRÜLEBİLİR ÜNİVERSİTE-SANAYİ İŞ BİRLİKLERİNİN ROLÜ VE ÖNEMİ

1. GİRİŞ

Ülkemizde birçok farklı coğrafi bölgedeki endüstriyel işletmeler ile üniversiteler arasında düzenli olarak üniversite-sanayi iş birliği yapılmasına yönelik teşvik edici uygulamalar yapılmaktadır. Geniş açıdan bakıldığında kamu-üniversite-sanayi iş birlikleri; kuruluşların Ar-Ge ve yenilikçilik kapasiteleri ile küresel ölçekte rekabet gücünün artmasında oldukça önemli rol oynamaktadır. Ayrıca üniversiteler; Ar-Ge laboratuvarları, test merkezleri, araştırma ve mükemmeliyet merkezleri ve diğer firmalarla yapılan iş birlikleri ile kurum ve kuruluşların dış kaynaklarından yararlanarak, Ar-Ge ve Ür-Ge çalışmalarını etkin olarak sürdürebilmektedir. Böylece Ar-Ge Merkezlerine bakanlıklar aracılığıyla verilen ödevlerin; bilimsel ve akademik yayınların çıkarılması, fikri ve sinai mülkiyet hakları; patent, faydalı model ve endüstriyel tasarım ürün yelpazesinin genişletilmesi olasılığını olumlu yönde etkilediği yapılan çalışmalar doğrultusunda kanıtlanmıştır [1].

Yükseköğretim politikaları açısından, üniversite-sanayi iş birliğinin öncelikli olarak üniversitelerden çok, işletmelerin stratejileri, yol haritaları ve beklentileriyle ilgili olabileceğinin farkında olmak önemlidir. Diğer taraftan firmaların Ar-Ge yoğunlukları, üniversite iş birliklerine olumlu ve anlamlı bir etkisi bulunmaktadır. Dolayısıyla Ar-Ge için büyük bütçe ayıran kuruluşlar, diğer koşulların eşit olması şartıyla üniversitelerle iş birliği yapmaya daha fazla odaklanmaktadırlar. Ancak üniversitelerde yürütülen akademik ve bilimsel araştırmaların yoğunluğu ve niteliğinden ziyade, temelde firmaların özel yetkinliklerinden kaynaklanan durumlardan dolayı üniversite-sanayi iş birlikleri bazı durumlarda beklenenin tersine olumsuz olarak sonuçlanabilir. Kaynak verilerden elde edilen bulgulara bakıldığında, üniversite-sanayi iş birlikleriyle her zaman olumlu sonuç elde edilemediği sonucuna ulaşılmıştır [2]. Uzmanlar, özellikle küçük çaplı KOBİ ölçeğindeki firmalar başta olmak üzere yerel üniversiteler arasında yapılacak iş birlikleriyle gerçekleştirilen Ar-Ge çalışmalarının kapsamı ve taraflar arası sorumlulukların net bir şekilde belirlenmesi, her iki tarafın bilgi ve deneyimlerinin göz önüne alınmasının, büyük önem taşıdığını belirtmişlerdir Diğer bir çalışmada ise, üniversite-sanayi iş birliklerindeki ticari sonuçlar ile finansal başarım üzerindeki etkilerin tam olarak anlaşılamadığı sonucuna ulaşılmıştır [3].

Devlet mekanizmalarının üniversiteler ve firmalara sağladığı teşvik, destek ve hibeler sayesinde üniversite-sanayi iş birlikleri daha üst düzeye gelmektedir [4]. Üniversite-sanayi iş birliklerinde hükümet teşvikleri, üniversiteleri ve araştırma enstitülerini destekleyerek yeniliğe özendirirken, bunun sonucunda işletmelerin isteklilikleri ve şirketlerin kârlılıkları artmaktadır. Ancak, teşvikler belirli bir düzeyi aştığında, üniversitelerin ve araştırma enstitülerinin yenilikçi ürünler geliştirmek için harcadığı çabanın azaldığı görülmektedir. Devlet teşvikleri Ar-Ge çalışmalarının başarısızlık riskini hükümetle paylaşarak, yeni nesil teknolojik projelerin geliştirilmesi sermaye maliyetlerini azaltırken, KOBİ’lerin riskli Ar-Ge projelerinin önündeki engelleri aşmalarına yardımcı olarak yeni teknoloji tabanlı şirketlere mali açıdan kazanç sağlamaktadır [5].

1.1 Kamu-Üniversite-Sanayi İş Birliklerinde Paydaşların Rolü

Üniversite-sanayi iş birlikleri hem akademik hem de endüstriyel ölçekte yenilikçi gelişmeleri ve rekabetçilik düzeylerini artırma açısından kritik önem taşır. Bu iş birlikleri, akademik düzeydeki bilgilerin ve teknolojik yeniliklerin sanayi ile bütünleşmesi sürecinde karşılıklı taraflar arası bilgi akışını, kaynak paylaşımlarını ve stratejik ortaklıkları içermektedir. Gerçekleştirilecek Ar-Ge çalışmalarında üniversiteler ve sanayi arasındaki etkileşimlerin güçlendirilmesi, yenilikçi Ar-Ge projelerinin başarısını artırmasının yanı sıra toplumsal ve ekonomik açıdan faydaları en üst düzeye çıkartacaktır. Bu çalışma kapsamında üniversite, sanayi ve kamu sektörleri ayrı ayrı ele alınarak, yapılan durum değerlendirilmesi Türkiye ile ilgili görüşlere yer verilerek, aşağıda verilmiştir;

1.1.1 Kamu

Kamu, teknoloji ve yenilikçilik yol haritasında iklimin oluşturulması, düzenlenmesi ve özendirilmesi rolünü üstlenmelidir. Bugüne kadar tarihsel olarak kamu tarafından yapılan çalışmalar genellikle kısa vadeli hedeflere odaklanmış ve bazı çıkarcı grupların güçlerinin etkisiyle yalnızca günü kurtarmaya yönelik çabalara dönüşmüştür. Ancak bu yaklaşım, uzun dönemli ve kalıcı etkiler yaratmakta başarısız kalmıştır. Kamunun, teknoloji ve yenilikçilik alanındaki etkisini güçlendirebilmesi için aşağıda yer alan temel görevleri üstlenmesi gerekmektedir;

I.      Ülke gereksinimleri; kısa, orta ve uzun vadeli olarak belirlenmelidir.

II.     Belirlenen gereksinimler doğrultusunda yerli bulunamayan malzemelerin yerine dışarıdan alınacakların, stratejileri önceliklendirilmelidir.

III.    Bütçe olanakları ile gereksinimleri karşılayacak paydaşların (üniversite ve özel sektör) mevcut yetkinlikleri belirlenmelidir.

IV.   Yetkinliklerin belirlenmesi sürecinde, paydaşların bölgesel dağılımları ve yetkinlikleri dikkate alınmalıdır.

V.    Teknoloji transferini kolaylaştıracak yabancı yatırımcıların ülkeye çekilmesi ve üniversite-sanayi iş birliği yönünde güven ortamı oluşturulmalıdır.

VI.   Türkiye’de makro-ekonomik kararlılığın sağlanamaması nedeniyle yatırım ikliminin oluşturulamaması sorunu çözümlenmeli; bu bağlamda, paydaşlar ortak politikalar üretmelidir.

VII.  Türkiye, kalkınma sürecinde 1930’lu yıllarda devlet, 1950’li ve 60’lı yıllarda ise özel sektör öncülüğünde önemli adımlar atmış olmakla birlikte, kalkınma düzeyi açısından henüz gelişmiş ülkeler sınıfına ulaşamamıştır. Kamu bu yönde ülke gerçeklerine uygun politikalar oluşturmalıdır.

VIII. Tek tip yasa, yönetmelik ve fon düzenlemesi yerine; bölgesel, sektörel ve ülke gereksinimlerine dayalı önceliklendirme esaslı düzenlemeler yapılmalı ve bu düzenlemeler belirli aralıklarla denetlenmelidir.

1.1.2 Özel Sektör

Özel sektörün ticari başarı elde etme amacı, küresel ticaretteki rekabet ortamında teknolojik gelişmelere paralel hareket etmeyi zorunlu kılmaktadır. Bu hedefe ulaşmak amacıyla özel sektörün sürdürülebilir rekabet üstünlüğü sağlamak ve pazar konumunu güçlendirmek için benimsemesi gereken stratejiler şu şekildedir:

i.     Ticari hedefler firma, ülke ve dünya gerçeklerine uygun olarak belirlenmeli ve kısa, uzun vadeli teknolojik önceliklendirmeler yapılmalıdır.

ii.    Kısa vadeli hedeflerin çözümü için diğer paydaşlarla iş birliği yapılmasının zorunluluğu dikkate alınmalıdır.

iii.   Uzun vadeli hedefler için kamu ve üniversitelerle araştırma kuruluşları arasında iş birliği kültürü oluşturulmalıdır.

iv.   Özel sektörün, kamu desteklerinden daha kolay faydalanabilmesi için ilgili kurumlarla (STB Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, KOSGEB Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı, TÜBİTAK Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu, Kalkınma Ajansları gibi) iş birliği içinde olunmalı ve bu kurumlara öneriler sunulmalıdır. Teşvik mekanizmalarının iş fikrinden başlayıp, ticarileşme ve pazarlamaya kadar olan süreçleri kapsayacak şekilde uyumlu olması sağlanmalıdır.

v.    Başarılı sanayicilerle girişimci akademisyenler eşleştirilerek başarı hikayeleri artırılmalıdır. Bu kapsamda iş birliği ortamı ve destek mekanizmaları oluşturulmalı, uluslararası alanda tanınmış Türk girişimci akademisyenlerin katılımıyla etkinlikler düzenlenmelidir.

1.1.3 Üniversiteler ve Araştırma Kuruluşları

Üniversiteler ve araştırma kuruluşları, teknoloji ekosisteminin etkin ve sürdürülebilir bir şekilde oluşturulabilmesi için güncel teknolojiyi izleyen, ülkede yapılabileceklerin sınırını ve bölgesel özellikleri göz önüne alan kurumlar olarak tasarlanmalıdır. Aksi takdirde, bu ekosistemin oluşturulması zorlaşacak; maliyet, zaman ve emek kaybı kaçınılmaz hale gelecektir. Bu bağlamda dikkat edilmesi gereken hususlar şunlardır:

a)   Bu kurumların kuruluşu, ülke ve bölge gerçekleriyle uyumlu olmalı ve siyasi etkenlerle oluşturulmamalıdır.

b)   Kurumlar, sanayi, hizmet sektörü ve genel bilimsel araştırma hedeflerine göre yapılandırılmalı; siyasi etkenler bu hedeflerde ön planda tutulmamalıdır.

c)   Sektörlerin ülkedeki dağılımı dikkate alınarak bu kuruluşlar yapılandırılmalı ve görev dağılımları yapılmalıdır.

d)   Üniversitelerde oluşturulacak Kuluçka Merkezi, TTO (Teknoloji Transfer Ofisi), Teknopark gibi yapılar, daha hızlı hareket yeteneğinde olmalı ve bağlı oldukları kurumların yetkinliğine paralel çalışmalıdır.

e)   KOBİ’lerin tersine mühendislik sistematiğiyle ürün elde etme yöntemi süreçlere katılmalı, bu kapsamda akademisyen esaslı tasarım ofisleri oluşturulmalı ve KOBİ’lere hizmet vermelidir. Kamu, bu tür ofislerin kurulmasını özendirmeli ve akademisyenlerin yarı zamanlı çalışmaları için yasal düzenlemeler yapmalıdır.

f)    Küresel pazardaki teknolojik gelişmeler üniversiteler aracılığıyla izlenmeli ve endüstriye uygulama desteği sağlanmalıdır.

1.2 Paydaşların İş Birlikleri ve Stratejik Yol Haritaları

Ekosistemdeki paydaşların etkin bir iş birliği ve stratejik yol haritası oluşturması, dinamik ve sürdürülebilir bir mekanizmanın temel taşlarını oluşturmaktadır. Bu mekanizmanın başarılı bir şekilde işler hale getirilmesi için aşağıdaki adımları atılmalıdır:

1.   Üniversite-sanayi iş birliği kapsamında paydaşların bir araya gelerek bütüncül bir strateji oluşturması gerekmektedir. Bugüne kadar taraflar arasında çeşitli çalışmalar yapılmış olsa da, ortak bir vizyon belirlenmemiştir. Bu konuda ortak çalışmalar yapılmalıdır.

2.   Türkiye’nin endüstrisinin güçlü olduğu alanlarda ve gelişmesi gereken kulvarlarda (uzay, savunma, enerji, su ve gıda) somut iş birlikleri saptanmalı ve yol haritaları çıkarılmalıdır. Küresel rekabette ülkemizin konumunu belirlemek için bu alanlarda yapılacak çalışmalar netleştirilmelidir.

3.   Sanayicilerin ve akademisyenlerin önerileri alınarak karşılaşılan sıkıntılar ortak bir platformda değerlendirilmelidir. Ar-Ge ve yenilikçilik ağırlıklı bir “İş Birliği Platformu” oluşturulmalı, bu platformun stratejileri kamu kuruluşları ve STK’lar nezdinde lobi faaliyetleriyle desteklenmelidir.

4.   İş Birliği Platformu, endüstriye yönelik yetkin ara eleman yetiştirilmesi konusundaki politikalar üzerinde çalışarak ilgili kurumlara önerilerde bulunmalı ve baskı yapmalıdır.

5.   Üniversiteler, bilimsel liderlik; sanayiciler ise ticari risk alma yeteneğiyle iş birliğini sağlamak için mekanizmalar oluşturmalıdır. Bu yolla, taraflar arasındaki güvensizlik ortamı giderilmelidir.

6.   Üniversite ve sanayi, ülkeye özel teknik şartname ve akreditasyon konularında çalışarak yerli sanayiyi koruyacak kurallar geliştirmelidir.

7.   Fason üretim yapan KOBİ’ler için potansiyel ürün portföyü belirlenmeli ve yurt dışından sağlanan ürünlerden yola çıkılarak, yerli üretimi özendirici teknoloji çalışmaları yapılmalıdır. Teknoparklar ve Teknoloji Transfer Merkezleri bu konuda öncülük etmelidir.

8.   Türkiye’nin ihracatının %3’ü ileri teknoloji ürünlerinden oluşmaktadır. İleri teknoloji ürünlerinin özendirilerek, çeşitlendirilmesi ve çoğaltılması için üniversite-sanayi iş birlikleri gerekmektedir.

9.   1930’larda öncü sektörler olarak belirlenen endüstri kollarının bugün için de önemini koruduğu gözlemlenmektedir. Bu nedenle endüstri kolları arasında stratejik iş birlikleri geliştirilmelidir.

2. AR-GE MERKEZLERİNDEKİ ÜNİVERSİTE-SANAYİ İŞ BİRLİKLERİNDE ÜNİVERSİTELERİN ROLÜ

Günümüzde gelişmiş ülkelerdeki şirketlere bakıldığında sistematik Ar-Ge çalışmaları ile inovasyon stratejileri ve politikaları; şirketlerin, üniversiteler ile yaptıkları iş birliklerinin önemini gün geçtikçe ortaya koymaktadır. Ar-Ge kapsamında yürütülmesi planlanan projeler, gerek ortaklı gerekse doğrudan şirket tarafından harcamaları karşılanan, sonuç odaklı diyebileceğimiz proje geliştirme çalışmalarıyla yürütülmektedir. Özellikle kurumsal veya kurumsallaşmakta olan şirketler, proje için gerekli alt bilgi ve birikim düzeylerini başta üniversiteler ile yaptıkları proje geliştirme çalışmaları ile sağlamaktadır. Diğer taraftan, orta ölçekli teknoloji tabanlı firmalar ise, pazar aktörleri veya kuruluşlarla yapılan iş birlikçi yenilikçilik stratejilerinin; ürün, süreç ve pazarlama alanlarındaki yenilikçilik çabaları üzerinde olumlu etkileri bulunmaktadır.

Genel olarak bakıldığında, üniversite-sanayi iş birliğinin başarısı; aracı kurum ve kuruluşlar, akademik araştırmacılar ve endüstriyel ortaklar da içerisinde olmak üzere ortak bir hedef peşinde koşan çeşitli katılımcılar arasındaki etkileşime bağlıdır [6]. Staj programları, yeni mezunların işe yerleştirilmesi ve araştırma iş birliği gibi yapılacak olan stratejik iş birlikleriyle, üniversite-sanayi ilişkileri daha etkili ve verimli hale getirilebilir [7]. Diğer taraftan, üniversite-sanayi iş birliği kapsamında yürütülen projelerin ayrıntılı bir şekilde açıklanması, her iki taraflar için önem taşımaktadır. Tarafların sorumlulukları; proje amaçları, hedefleri, çalışma kapsamı, stratejileri ve hedef planlaması iş birlikteliğinin etkinliğini belirlemektedir [8].

Türkiye’de ise; T.C. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığının on ikinci kalkınma planına göre Türkiye Cumhuriyeti devletince yapılacak bazı uygulamalarla, Ar-Ge ve üniversite-sanayi iş birliklerini doğrudan artırmayı hedeflemektedir. Yapılması planlanan çalışmalar aşağıda yer almaktadır [9];

•    Üniversitelerdeki Teknoloji Transfer Ofisleri (TTO) çalışmalarında kullanılmak üzere ek teşvik, destek ve hibe mekanizmaları sağlanacaktır.

•    Akademik özendirme sistemi, bilgi ve teknoloji transfer çalışmalarını önceliklendirecek şekilde gözden geçirilecektir.

•    Üniversiteler bünyesinde Ar-Ge projesi yürüten araştırmacı ve akademisyenlerin projelerdeki idari ve mali yürütüm süreçleri kolaylaştırılacaktır.

•    Doktoralı araştırmacıların işe alımları konusunda özendirme kapsamı genişletilecektir.

•    Üniversite, özel sektör ve kamu iş birliğinde geliştirilen platformlara yönelik temel araştırmadan son ürüne kadar olan süreci kapsayan destek modülleri geliştirilecektir.

•    Üniversite, sanayi ve kamu iş birliğine yönelik var olan veri tabanlarının etkinliği irdelenerek; araştırma alanları, patent, endüstriyel tasarım, akademik yayın, özgün firma yetkinlikleri gibi bilgileri içeren veri tabanı ve platformlar geliştirilecektir.

Ar-Ge Merkezlerindeki akademik yayın ve makale çıktıları, Ar-Ge çalışmaları sonucunda elde edilen bilgi ve deneyimlerin önemli bir özelliği olarak değerlendirilmektedir. Dolayısıyla, üniversite-sanayi iş birliği sonucu yayınlanan makaleler Ar-Ge çalışmalarının niteliğini ve bilimsel değerini göstermektedir. 2015-2022 seneleri arasında makale ve yayın sayısında ciddi bir artış olduğu görülmektedir (Şekil 1). Özellikle 2020’den sonra üniversite-sanayi iş birlikleri sonucunda makale sayılarında yaklaşık %100’e yakın bir artış gerçekleştirilmiştir.

Yükseköğretim kurulunun indeks verilerine bakıldığında, üniversite-sanayi iş birliğiyle yapılan makale sayıları Şekil 1’de verilmiştir. Özellikle pandemi başlangıcıyla akademik yayın ve makale sayısında ciddi bir artış yaşanmış, 2022 itibariyle üniversite-sanayi iş birliği çerçevesinde yapılan Ar-Ge çalışmaları sonucunda 1.200 üzerinde makale yayınlandığı görülmüştür.

Yükseköğretim kurumunun raporuna göre, 2022 yılı için toplamda, Ar-Ge, verimlilik artırma, ürün geliştirme, yenilikçilik gibi kapsamlarda endüstri ile ortak 7.837 proje yürütülmüş olup, endüstri ile ortak yürütülen proje sayısı en yüksek ilk 5 üniversite ise Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, Gazi Üniversitesi ve Ege Üniversitesi olmuştur. Geleceğe dönük yapılacak olan Ar-Ge çalışmaları için ayrılan harcamalarda üniversiteler için önemli ölçütlerden biridir. Bu doğrultuda, 2022 mali yılında 188 üniversite, bütçelerinin ortalama %3,43’ünü Ar-Ge çalışmaları kapsamında harcadığı saptanmıştır. Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Sabancı Üniversitesi, Gazi Üniversitesi, Ankara Bilim Üniversitesi ve İzmir İleri Teknoloji üniversiteleri bütçelerinin %15 ve üzerini Ar-Ge için harcandığı saptanmıştır [11].

Dünya genelinde 2019 senesinde bu iş birliğinden doğan makale sayısı yaklaşık 84.000 düzeyinde iken, Türkiye’de aynı sene içerisinde 955 adet makale yayınlanmıştır [12]. Üniversite – sanayi iş birliği ile yapılan akademik çalışmaların düşük kalmasının nedenleri şöyle sıralanabilir;

•   Akademisyenler genellikle uzun dönemli araştırmalara odaklanır ve bilime katkı sağlamak amacıyla yeni bilgi üretmeye çalışırlar. Ancak firmalar genellikle kısa zamanda sonuca ulaşabilecek ve ticarileşme olasılığı yüksek, uygulanabilir projelere odaklanmaktadırlar.

•   Şirketler, endüstri projeleri harcamalarını genellikle kendi bütçeleri veya özel yatırımcılar aracılığıyla karşılarken, akademik iş birliği için fon sağlamak konusunda ek maliyet ve bürokratik işlemler gerekebileceğinden, akademisyenlerin üniversite-sanayi iş birliklerine sıcak bakmadığı durumlar görülmektedir.

•   Akademik araştırmalar genellikle teorik çerçevede yürütülürken, endüstri ise uygulamalara yönelik hızlı ve en uygun çözümleri aramaktadır.

•   Endüstriyel şirketler, doğrudan projelerin ticari başarısına odaklanmakta iken, akademik çalışmalar ise doğrudan ticari başarı ile ilişkilendirilmeyebilir.

•   Akademik dünyada çalışmalar genellikle bireysel veya küçük gruplarla yürütülürken, endüstri şirketlerinde ekip çalışması ve hiyerarşik organizasyonel yapılar daha yaygın olarak kullanılmaktadır.

3. AR-GE MERKEZLERİNDEKİ ÜNİVERSİTE-SANAYİ İŞ BİRLİKLERİNDE TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSLERİNİN ROLÜ

Girişimci üniversiteler, küresel ölçekte bilim insanlarıyla olan bağlantıları yoluyla uluslararası platformlardaki bilgilere etkili ve hızlı erişim sağlayarak, bölgesel ve uluslararası yenilikçilik ekosistemlerinde rekabet üstünlüklerini artırmaktadır [13]. Böylelikle yerel firmaların gerek duydukları yabancı kaynaklı bilgileri etkili bir şekilde kullanmaları sağlanmakta ve bilgiye erişim maliyetleri azalmaktadır. Diğer taraftan üniversite-sanayi iş birliklerinde Teknoloji Transfer Ofisleri (TTO) çok önemli bir rol üstlenmektedir. TTO’lar aşağıda listelenmiş benzer çalışmalarıyla, kamu-üniversite-sanayi iş birliklerine önemli katkıda bulunmaktadır;

<  Farkındalık, tanıtım, bilgilendirme, etkinlik ve fuar organizasyonları.

<  Proje geliştirme (PYO-Project Yield Optimization) ve proje yönetimi (PM-Project Management), danışmanlık hizmetleri ile finansal fon, teşvik ve hibe destekleri.

<  Teknoloji transferi aracılığıyla lisanslama ve ticarileştirme hizmetleri.

<  Girişimcilik ve şirketleşme çalışmaları.

<  Fikri ve sınai mülkiyet hakları alanında patent, faydalı model ve tasarım tescili hizmetleri.

Bu doğrultuda girişimci ve yenilikçi üniversiteler ile TTO’ların aynı stratejik plan ve politikalarının olması gerekir. TTO’ların çalışmalarının daha çok teknoloji, Ar-Ge ve yenilikçiliğe yönelik olması ve firmalar ile yakın ilişki içinde olup, onlarla bütünleşmiş bir ilişki kurmaları TTO’ların firmalardaki olumlu katkı ve etkileri artıracaktır [14]. Bu bağlamda üniversiteler ve sanayi iş birlikleri ile elde edilecek olan kazançlar üç başlık altında incelenebilir;

Ekonomik Yararlar: Genel ülke ekonomisi ve gayri safi milli hasılayı (GSMH) artıran yararlar; örneğin tarafların devletten alacağı teşvik, destek ve hibeler; patent, faydalı model ve endüstriyel tasarım tescilleri, yeni iş fikri, şirketleşme, lisanslama ve girişimcilik deneyimleri gibi.

Kurumsal Yararlar: Üniversiteler ve sanayi tarafından elde edilen kazançlar; örneğin yapılacak olan ulusal ve uluslararası akademik yayın ve makale, kongre, konferans, sempozyum ve çalıştay bildirileri, teknolojik ve yenilikçi ilerlemeler, ulusal ve uluslararası kapalı ağ ve platformlara erişim sağlanması, yetenekli yeni mezunlara ve doktoralı araştırmacılara iş olanağı sağlanması gibi.

Sosyal Yararlar: Toplumsal ve sosyolojik çalışmalarla ilgili veya sosyokültürelliğe özendiren yararlar; örneğin taraflar için saygınlığın artırılması gibi.

Ar-Ge çıktılarının lisanslanması ve ticarileştirilmesi, yeni iş alanlarının ve sektörlerin oluşmasına katkı sağlamaktadır. Bu da yenilikçi ürün ve hizmetler aracılığıyla firmalara rekabet üstünlüğü sağlarken, pazardaki piyasa payının artırılması ve markanın güçlendirilmesi ile sonuçlanmaktadır. Ar-Ge Merkezlerinde yürütülmesi planlanan Ar-Ge projeleri çıktılarının ve sonuçlarının iyi bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğinden, bu doğrultuda yapılan çalışmalarda TTO’lar büyük rol oynamaktadır.

4. SONUÇLAR VE TARTIŞMA

Ar-Ge ve yenilikçilik içeriği olan projelerde karşılaşılan bir ölçme sistemi olan Teknoloji Hazırlık Seviyesi (Technology Readiness Level, TRL), proje sürecini bir kırmızı cıvalı termometreye benzetmektedir. Termometrede ölçüm aralığı toplamda 9 (TRL1-TRL9) seviyeye ayrılmaktadır [15]. Genellikle üniversiteler ve araştırma enstitüleri TRL 1 ve TRL 6 arasında yer alan seviyelerde yer alırken, özellikle TRL 1-2 bölgeleri termometredeki kırmızı cıvanın yükseldiği, geliştirilecek ürün veya hizmetin teknolojik temel bilgi ve birikiminin sağlandığı bölgeler olarak tanımlanmaktadır (Şekil 2). Küçük ölçekli firmalar Ar-Ge projelerini bu şekilde ölçeklendirerek, hem firmaların becerileri, hem de iş birliği konusunda daha net bir karar verebilmektedir.

Türkiye’de yenilikçilik çalışmalarının yeterli düzeyde olmadığı düşünüldüğünde hem ülke hem de bölgesel kalkınmalara katkı sağlanabilmesi için akademik ve bilimsel araştırma kurumlarının niteliklerinin ve Ar-Ge harcamalarında üniversite-sanayi iş birliklerinin artırılması, öncelikli bir amaç olarak belirlenmelidir. Kamu-üniversite-endüstri iş birlikleri her zaman etkili ve beklenen sonuçlar getirmese de, bazı özgün Ar-Ge çalışmaları; ortaklıkların türüne bağlı olarak farklı alanlardaki yetenekleri ortaya çıkarabilmekte, eldeki kaynakların doğru ve etkin kullanımını ve Ar-Ge çalışmaları kapsamındaki proje ve çalışmaların verimliliği ve kârlılığını doğrudan etkilemektedir. Projelerdeki olası karmaşıklıklara karşın iş birlikleri Ar-Ge ve yenilikçilik çatısında oldukça önemli rol oynamaktadır. Küresel ölçekte çoğu devletin Ar-Ge politikalarına bakıldığında, elde edilen çıktıları en üst düzeye çıkarmak için iş birlikleri önceliklendirilmiştir. Kurum ve kuruluşların Ar-Ge çalışmaları çerçevesinde; iş birliği yaparak teknolojik ilerlemeleri izleme ve yeni teknolojiye erişim kolaylığının sağlanması, öz kaynakların ve teknolojik yetkinliklerin bir araya getirilerek bütünleştirilebilmesi, teknolojik gelişim risklerini ve maliyetlerini paylaşarak fayda sağlanması, özellikli proje sürelerinin en iyileştirilerek kısaltılması gibi amaçları hedeflemektedirler [16].

T.C. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığının on birinci ve on ikinci kalkınma planı çerçevesinde; ekonomik gelişim, kalkınma ve rekabet üstünlüğünü artırmak için yapılan stratejinin sonucu olarak hem Ar-Ge hem de yenilikçilik çalışmalarında ciddi artışlar gözlemlenmiştir. Ar-Ge harcamaları, fikri ve sinai mülkiyet hakları çerçevesinde yapılan patent başvuruları ile Türkiye’nin dünyada ve bölgesel yenilikçilik endeksinde yükselmesi bu stratejinin olumlu yönde etki ettiğini göstermektedir. Yine on ikinci kalkınma planına göre üniversite-sanayi iş birliğinde ciddi adımlar atılması, TTO’ların daha etkili ve verimli olmaları için çalışmalar başlatılması ve doktora mezunlarının endüstride yer alması beklenmektedir. Ayrıca, üniversite-sanayi iş birlikleri çerçevesinde yapılacak olan çalışmalar ile, mühendislik eğitimi veren fakültelerdeki derslerin kuramsal olmayan uygulama oranlarının endüstride artırılması için, Ar-Ge çalışmalarının verimliliğinin artması hedeflenmektedir [17]. Üniversite-sanayi iş birliğiyle üretilen teknolojik yenilikler, endüstriyel gelişim ve parasal yönden kazanç yoluyla katma değer kazanımı sağlamalıdır.

Türkiye, son yıllarda Ar-Ge alanında önemli ilerlemeler kaydetmiştir. Ancak sürdürülebilir kalkınma ve belirlenen hedeflere ulaşmak için Ar-Ge merkezleri incelenmiş, alanlarında daha fazla çaba göstermeleri gerektiği saptanmıştır. Bu durum Ar-Ge’ye ayrılan finansal kaynakların artırılması, üniversite-sanayi iş birliklerinin daha verimli hale getirilmesi, doktora ve lisansüstü mezunlarının endüstriye katkı vermesi, Ar-Ge sonucunda elde edilen yayın ve makale sayısının artırılması, patent başvurularının artması ve patent süreçlerinin kısaltılması gibi adımlarla gerçekleştirilebilir. Ar-Ge çalışmalarının çıktısı olan yayın, makale, patent, faydalı model ve endüstriyel tasarım tescili sayılarına bakıldığında, özellikle uluslararası patent konusunda önemli adımlar atılması gerektiği ve ilgili kurumların başvuru süresindeki süreçleri hızlandırmaları gerekmektedir. Diğer taraftan üniversite-sanayi iş birliğinin sonucu çıkan akademik yayın ve makale sayılarının yükselişte olması, bu iş birliklerinin olumlu sonuç verdiğinin göstergesidir.

Ticarileştirme çalışmalarıyla üniversiteler ile sanayi arasındaki iş birliği güçlenir ve bilgi transferi hızlanır. Diğer taraftan ürün ticarileştirme ve pazarlama yetkinlikleri, Ar-Ge ve yenilikçi ürün geliştirme süreçleri kadar önemli ve değerlidir. Ar-Ge tabanlı ürünlerin başarılı bir şekilde değerlendirilmesi, iyi bir pazarlama ağı oluşturulması, ulusal ve uluslararası pazarlarda alıcı kazanımlarıyla gerçekleştirilebilir. Bu süreçlerin etkin bir şekilde yönetilmesiyle ürünlerin sürdürülebilir başarısı ve rekabet üstünlüğü sağlanmaktadır. Bu doğrultuda, doğru ticarileştirme stratejisinin oluşturulması, doğru alıcıların seçilmesi, nihai son ürün veya hizmetin pazardaki değerinin doğru bir şekilde irdelenip belirlenmesi gerekmektedir [18].

Türkiye’de Ar-Ge harcamalarında üniversite-sanayi iş birliklerinin artırılması öncelikli bir amaç olarak belirlenmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Bu yazıda, Ar-Ge ve yenilikçilik politikalarının endüstride uygulanabilirliğine odaklanılarak, hızla büyüyen Ar-Ge kültürünün gelişimindeki değişkenlerin ve metriklerin belirlenmesinin yanı sıra Ar-Ge kültürünün kilometre taşlarının önemi bu bakış açısı ile incelenerek irdelenmiştir. Türkiye’de ki Ar-Ge harcamalarının yapılan ihracatı artırmasının yanı sıra üniversite-sanayi iş birlikleri ile Ar-Ge ve yenilikçilik çalışmalarındaki olumlu etkisiyle, patent, faydalı model, endüstriyel tasarım tescili, bilimsel makale ve bildiriler artmakta ve daha değerli olmaktadır. Bu yazıda, Ar-Ge harcamalarının ihracatı doğrudan artırdığı değerlendirilmiş ve Türkiye’de Ar-Ge çalışmalarında üniversite-sanayi iş birliklerinin daha bilinçli bir biçimde planlanarak artırılması gerekliliği sonucuna ulaşılmıştır.

KAYNAKÇA

     1.        Gallié, E. P. ve Legros, D. 2012. French Firms’ Strategies For Protecting Their Intellectual Property. Research Policy, 41, 780-794.

   2.        Atta-Owusu, K., Fitjar, R. D. ve Rodríguez-Pose, A. 2021. What Drives University-Industry Collaboration? Research Excellence Or Firm Collaboration Strategy? Technological Forecasting And Social Change, 173, 121084.

   3.        Rossoni, A. L., de Vasconcellos, E. P. G., & de Castilho Rossoni, R. L. 2024. Barriers And Facilitators Of University-İndustry Collaboration For Research, Development And İnnovation: A Systematic Review. Management Review Quarterly, 74(3), 1841-1877.

   4.        Taşiyan, M.. ve Çadırcı, Ç. 2024. Türkiye’de Ar-Ge Faaliyetlerinde Uygulanan Vergisel Teşvikler ve Yasal Düzenlemelerin Ar-Ge Harcamaları Üzerindeki Etkisi. Uluslararası Sosyal Siyasal Ve Mali Araştırmalar Dergisi, 4(1), 44-58.

   5.        Song, Y., Sahut, J. M., Zhang, Z., Tian, Y. ve Hikkerova, L. 2022. The Effects Of Government Subsidies On The Sustainable Innovation Of University-Industry Collaboration. Technological Forecasting And Social Change, 174, 121233.

   6.        Jee, S. J., & Sohn, S. Y. 2020. Patent-Based Framework For Assisting Entrepreneurial Firms’ R&D Partner Selection: Leveraging Their Limited Resources And Managing The Tension Between Learning And Protection. Journal of Engineering and Technology Management, 57, 101575.

   7.        Evans, N., Miklosik, A. ve Du, J. T. 2023. University-Industry Collaboration As A Driver Of Digital Transformation: Types, Benefits And Enablers. Heliyon, 9(10).

   8.        Karataş Çetin, Ç., Denktaş Şakar, G. ve Cerit, A. 2016. Stratejik Proje Planlaması Ve Pazarlama: Üniversite-Sanayi İşbirliği Projeleri İçin Bir Araştırma. Niğde Üniversitesi İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 9(2), 33-52.

   9.        Türkiye Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı. 2024. Kalkınma Planı (2024-2028).

10.        Yükseköğretim Kalite Kurulu. 2023. Gösterge Değerleri Raporu. https://yokak.gov.tr/raporlar/IndicatorValuesReport

11.        Yükseköğretim Kalite Kurulu Başkanlığı. 2023. 2022 Yükseköğretim Değerlendirme ve Kalite Güvencesi Durum Raporu.

12.        Petruzzelli, A. M. ve Murgia, G. 2020. University–Industry Collaborations And International Knowledge Spillovers: A Joint-Patent Investigation. The Journal of Technology Transfer, 45(4), 958-983.

13.        Sart, G. 2013. Effects Of Technology Transfer Offices On Capacity Building in Creativity, Innovation And Entrepreneurship. The European Journal of Social & Behavioural Sciences.

14.        Ankrah, S. ve Omar, A. T. 2015. Universities–Industry Collaboration: A Systematic Review. Scandinavian Journal Of Management, 31(3), 387-408.

15.        Aşan, İ. S. ve Akın, E. 2023. Üniversite Patentlerinin Patent Olgunluğunun İş Hazırlık Düzeyi (Brl) Ölçeği Açısından Değerlendirilmesi. Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 33(1), 303-311. https://doi.org/10.18069/firatsbed.1174986.

16.        Altuğ, S. N. ve Ekici, O. 2023. The Role of Collaborations in Successful R&D Projects. Istanbul Business Research, 52(3), 521-542.

17.        Kurt, Ü. ve Yavuz, M. 2014. Üniversite-Sanayi İşbirliği: Dünü, Bugünü, Geleceği. Süleyman Demirel Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi, 17(1), 50-57.

18.        Çakır Çelebi, F. B. 2022. Yükseköğretim Kurumlarına Ait Buluşların Ticarileştirilmesinin Önündeki Engeller. Yıldırım Beyazıt Hukuk Dergisi, Prof. Dr. M. Fatih UŞAN’a Dekanlıkta 10. Yıl Anısına Teşekkür Armağanı(2022-2), 927-950.

TESKON+SODEX 2025 Tamamlandı

TMMOB Makina Mühendisleri Odası’nın (MMO) düzenlediği 16. Ulusal Tesisat Mühendisliği Kongresi TESKON 2025 ve Hannover Messe Sodeks Fuarcılık A.Ş. tarafından düzenlenen Isıtma, Soğutma, Kilma, Havalandırma, Yalıtım, Pompa, Vana Fuarı teskon+SODEX, 16-19 Nisan 2025 tarihleri arasında İzmir MMO Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi’nde gerçekleştirildi.Türkiye’den sektör profesyonelleri, akademisyenler ve öğrencilerin yanı sıra Türkiye’nin birçok ilinden ziyaretçileri ağırlayan […]

BESİAD’da Başkan Sinan Topuk Güven Tazeledi

Bağlantı Elemanları Sanayici ve İş İnsanları Derneği (BESİAD) 19. Olağan Genel Kurul Toplantısı gerçekleştirildi. Divan Başkanlığını Remzi Topuk’un üstlendiği Genel kurulda, 2023 ve 2025 yıllarının faaliyetleri değerlendirilirken, BESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Topuk, oy birliğiyle yeniden göreve seçilerek güven tazeledi.Topuk, bağlantı elemanları sektörünün yaklaşık 800 milyon dolarlık ihracat hacmiyle ülkemiz ekonomisine sağladığı yüksek katma değerin […]

ENERJİ PERFORMANS GÖSTERGELERİ VE DEĞERLENDİRMESİ

ISO 50001 EnYS standardının (aşağıda sadece standart denilecektir) bir kuruluşta oluşturulmasıyla çok sayıda yararlar sağlanır. Bunlardan bazıları aşağıda listelenmiştir [33]:• Standartta, enerji verimliliğinden elde edilen kazançların, uzun-vadeli gider tasarruflarına yol açan, zaman içinde sürdürülebilir olmasını sağlayan, sürekli iyileştirmeye odaklanılır.• Standart, yatırımlarla önemli getiriler sağlanarak, kuruluşları veriye dayalı analizle, gider açısından etkin enerji tasarruf projelerinin önceliklendirmesi […]

Sunuş (Sayı:100)

Değerli Meslektaşlarımız, Mühendis ve Makina-Güncel Dergimizin 2025 yılı Nisan sayısı ile karşınızdayız. Bu sayımızda Enerji, Dijital Dönüşüm, Su Kaynakları, Otomotiv konularında hazırlanmış dört yazı ile birlikte Birlik’ten, Kongre, Sektör Haberleri ve Eğitimlerimiz bölümlerine yer verilmiştir. Enerji bölümünde yer alan ilk yazımız Arif Hepbaşlı tarafından hazırlanan “Enerji Performans Göstergeleri ve Değerlendirmesi” başlıklı yazıdır. Yeryüzünde kaynaklar az […]

Künye
Yerel Süreli Yayın
YAYIN TARİHİ
Kasım 2024
Cilt: 65 Sayı: 778
MMO ADINA SAHİBİ
Publisher
Yunus Yener
SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ
Executive Editor
Yunus Yener
YAYIN SEKRETERİ
Editorial Secretary
Ceren Yılmaz Aras
Yayın Kurulu
Editorial Board
S. Melih Şahin
Fuat Tiniş
Levent Çorbacıoğlu
C. SerdarSönmez
B. Oğuz Gürses
Serdar Uzgur
Aytekin Çakır
Dursun Çiçek
Hasan Kobakçı
Doğukan Karaca
İLAN ADRES
Advertising Representatives
yayin@mmo.org.tr
KAPAK VE SAYFA TASARIMI
Cover and Page Design
Muazzez Polat
TEKNİK SORUMLU
Technical Manager
Mehmet Aydın
YÖNETİM YERİ
Head Office
Meşrutiyet Cad. No: 19/6 Kızılay Ankara
Tel: +90 312 425 21 41
Fax: +90 312 417 86 21
E-posta: yayin@mmo.org.tr
Ağ: www.mmo.org.tr
BASKI YERİ
Printed by
Cem Web Ofset A.Ş.
Alınteri Blv. No. 29 Ostim - Ankara
Tel: +90 312 385 37 27
Basım Tarihi: 1 Kasım 2024
Baskı Sayısı: 15.000
TMMOB Makina Mühendisleri Odası yayın organı olan ve 1957 yılından itibaren yayımlanan (iki farklı isimle yayımlanmıştır.) Mühendis ve Makina dergisi, 2017 yılından itibaren Mühendis ve Makina Güncel ismiyle Makina Mühendisleri Odası üyelerine gönderilmektedir. Dergimizle ilgili detaylı bilgi almak için www.mmo.org.tr genel ağ adresinden yararlanabilirsiniz. Ayrıca telefon, faks veya e-posta yoluyla da bize ulaşabilirsiniz.
Bu web sitesi çerez kullanmaktadır
Sitemizin çalışması için gerekli olan çerezleri kullanıyoruz. Siteyi kullanmaya devam ederek bunları kabul etmiş olursunuz.
Bizi Takip Edin
MMO
TMMOB